Türkiye’de 17 yaşında bir gencin bugün sosyalist olması biraz zor gibi görünüyor.
Benim için çok kolaydı! “Ben artık bütün zamanımı daha güzel, daha özgür, daha adil bir dünya yaratmaya ayıracağım” diye karar verdiğimde, hemen önceki yıllarda zaten milyonlarca kişi aynı kararı vermişti. Müthiş bir hareket 1968’den beri bütün dünyayı sarsıyordu.
Çok da uzun olmayan bir zamanda mevcut düzeni yerle bir edecektik. Hiç kuşkum yoktu.
Bugün bu iyimserliği, bu heyecanı hissetmek, kendinden ve kitlelerin gücünden emin olmak biraz daha zor.
İyimserlik ve heyecan bir yana dursun, Türkiye’de tüm muhalif çevrelerde bir felaket havası, moral bozukluğu, derin karamsarlık hüküm sürüyor. Bunun tek istisnası, sarsılmaz bir kararlılık ve dinamizm ile mücadelesini sürdüren Kürt hareketi. Bizim tarafta ise her şey kapkara gözüküyor.
Nedenlerini anlamak zor değil.
Nefret edilen bir parti dördüncü kez seçildiğinde, o partiye muhalif olanların “Bunlardan hiç kurtulamayacağız galiba?” diye kaygılanması doğal. Üstelik bu parti her geçen gün daha otoriterleşirken, ‘tek adam’ yönetimi haline gelmişken yine de seçim kazandığında kaygıya moral bozukluğu da ekleniyor.
Bunun üstüne, barış sürecinin sona ermesini, Suruç ve Ankara bombalarını, Tahir Elçi’nin ölümünü de düşününce, enseler iyice kararıyor.
Türkiye sınırlarının ötesine bakınca... Amerika ve Rusya hemen yanıbaşımızda birbirine dikleniyor, emperyalizmin büyük güçleri ellerinde silahlarla boy ölçüşüyor. Türkiye’yi yönetenler, Rojava’da yeni bir Kürt devletini engellemek için her an ateşe atlamaya hazır. Her an her şey olabilir.
Tayyip’e karşı bir şey yapamayacağını, Amerika-Rusya itişmesinde ise zaten yapacak bir şey olmadığını hissediyor muhalifler. Ve iyice kararıyor enseler.
Oysa, yapacak şey her zaman vardır. Evet, Tayyip yenilmez görünüyor, Amerika ve Rusya çok büyük güçler, ama yapacak şey her zaman var; hiçbir mücadele alanı kapalı değil.
AKP’nin karşısına çıkacak, ulusalcı olmayan kitlesel bir hareket inşa etmek gerek. Kürt sorununu çözecek kitlesel bir barış hareketi yaratmak gerek. Seçimler öncesinde yükselen ve tekrar yükseleceği kuşkusuz olan işçi hareketinin kazanması için elden geleni yapmak gerek. Bunların önünde hiçbir engel yok.
Dahası, bizim sorunlarımız varsa, karşı tarafın da var. AKP’nin Haziran seçimlerinde oylarının beşte birini kaybettiğini unutmamak gerek. Amerika ve Rusya’nın Suriye’de, aynen geçmişte Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi, çok büyük sorunlarla karşılaşacağını unutmamak gerek.
Enseyi karartmak isteyen karartsın; istemeyenlerin önünde yapılacak çok iş var.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)