Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

08.01.2015 - 15:25

Ücretli kölelik düzenine karşı işçi sınıfının birliği

Türkiye’de ekonominin büyüdüğünden, zenginliğin arttığından söz ediliyor, ama artan başka şeyler de var.

Mesela Avrupa’da en fazla “köle” Türkiye’de bulunuyor. 2014 Küresel kölelik araştırmasına göre Türkiye’de 186 bin “köle” bulunuyor, bu sayı 2013 yılında 130 bin civarındaydı. Zorla çalıştırılma, cinsel sömürü, zorla evlilik vb. alanlar, köleleştirilmenin başlıca alanları. Dünya üzerinde kölelik tahminlerin ötesinde yaygınlaşmış durumda. 2014 yılı itibarı ile dünyada toplam 38 milyona yakın köle var. Bir taraftan büyüyen ekonomiler, diğer yandan artan kölelik, kapitalizmin barbar yüzünü bir kez daha ortaya çıkarıyor. Kriz ve savaş durumlarında mültecilerin, göçmenlerin zor koşulları köleleştirilmeyi hızlandırıyor.

Ücretli kölelik olarak da tanımlanabilecek, Türkiye’deki işçilerin çalışma yaşamında ise, büyüyen ekonomimize rağmen önemli bir iyileştirme görünmüyor. Asgari ücret açlık sınırının yarısı olarak ilan edildi, kamu çalışanlarına enflasyon zammının yapılmayacağı açıklandı. Sendikalar ise hükümetle çatışmamak için ellerinden geleni yapıyorlar, suskunluklarını sürdürüyorlar.

En son kamu çalışanları adına hükümetle toplu sözleşme imzalama yetkisine sahip olan Memur-sen’in yaptığı, sendikal mücadele tarihine geçecek bir tuhaflıktan daha haberimiz oldu. KESK’e bağlı Kültür Sanat-Sen sendikası, Memur-Sen yöneticilerinin 2013 yılında imzaladıkları sözleşmeyle kamu emekçilerini hak mahrumiyetine uğrattığını açıkladı. Mahkemeye yapılan başvuruda, Çalışma Bakanlığı’nın toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına 221 TL maaş artışı teklif etmiş olmasına karşın, Memur-Sen yöneticilerinin yıllık 175 TL teklif ettiği belirtildi. Sonuçta da 175 TL üzerinden uzlaşıldığı, bu durumun sendikaların üyelerinin çıkarlarını savunma görevine açıkça aykırı olduğu, görevi ihmal suçu işlendiği ve cezalandırılması istendi.

Yine de, sendikalar işçi sınıfının örgütleridir ve işçilerin sendikaları harekete geçirmekten başka yolu yoktur. Ama bunun için aşağıdan, işyerlerinden gelen bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Yoksa sendikal bürokrasilerde koltuk kaparak sendikalar değiştirilemez. İşyerlerinde sendika ayrımı yapmadan tüm işçilerin birleşik mücadelesini örgütlemek, ortak sloganlarla, ortak eylemlerle kapitalizme karşı mücadele etmek gerekir. İşçiler içinde Laik-dindar, Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımlarını öne çıkaran slogan ve eylemlerden uzak durmak, sınıfın birliğini savunmak en önemli görevdir.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol