Kentler yıkılmış o durmuş,
İnsanlar ölmüş o durmuş,
Dünya yardıma koşmuş o durmuş,
Sağlık sorun olmuş o durmuş,
Osman Durmuş.
Sağlık Bakanı’ndan yana çok talihli bir milletiz. “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” diyen Kanuni Sultan Süleyman’dan bu yana, insan sağlığının ne kadar önemli olduğunu bilen hükümetler Sağlık Bakanlığı’na hep aralarındaki en akıllı, en zeki, en çevik kişiyi atamış.
Osman Durmuş, 1999 depremi sırasında Bakan’ken yurtdışından gelen yardımlara burun kıvırmış, özellikle Yunanistan’dan gönderilen kan yardımına karşı çıkmış, atalarımızdan gelen saf ve temiz Türk kanının kirletilmesini engellemişti.
Durmuş’un arkasından, AKP’nin ilk Sağlık Bakanı Recep Akdağ da çok önemli bir adamdı. Tam 11 yıl, 2013’e kadar bakanlık yaparak dünya rekoru kırmış, eşsiz yeteneğini kanıtlamıştı. Bu arada, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesini ve insan sağlığının özel sermaye için güzel bir kâr kaynağı olmasını sağlayarak başarıdan başarıya koşmuştu.
Kendisinden önce gelen bu iki harika Sağlık Bakanı ile rekabet edebilmek açısından, mevcut Bakan Mehmet Müezzinoğlu’nun işi zor. Ama ben başarılı olacağına inanıyorum. Daha şimdiden bunun işaretlerini veriyor.
Örneğin, bu hükümet sezaryene karşı ya, Müezzinoğlu şöyle demiş: “İngiliz Kraliyet ailesi de normal doğumu tercih ediyor. Tabii doğrusu ve doğal olanı normal doğumdur. Doğrusunu yapıyorlar.”
“Ama,” demiş gazeteciler, “kadınlar ‘Bedenime karışma’ diyorlar. Siz ne diyorsunuz?” Müezzinoğlu’nun cevabı şöyle:
“Bu hastalık, kendi bedeniyle ilgiliyse o zaman doktora niye geliyor? ‘Ben kulağımı kestirmek istiyorum, ben midemi aldırmak istiyorum’, peki niye, ‘öyle, canım istiyor, çünkü benim bedenim’. Olur mu öyle şey. Bunun doğalı, fıtratı normal doğumdur. ‘Beden benim, ben şunu istiyorum’ olmaz. Manavdan muz almıyoruz.”
Geçen hafta da “Anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamalıdır” dedi Müezzinoğlu. Tepki alınca, “Asla tartışılmaz. Annelik bir kariyerdir ve kutsal bir kariyerdir” diye ısrar etti.
(Bu arada bir de “Bu millete Ak Saray çok yakıştı” dedi, ama konumuz o değil.)
AKP hükümeti, insan yaşamına bakışında muhafazakâr, ekonomiye bakışında neo-liberal bir hükümettir. Herkesin “fıtrat” diye hayalî bir şeye uygun yaşaması gerektiğine inanır; sermayenin kâr edebilmesi için her şeyin mübah olduğuna inanır.
Bize de bu inançlarını toplumun bütününe dayatma çabasına karşı mücadele etmek düşer.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)