Alex Callinicos

Alex Callinicos son yazıları

Alex Callinicos tüm yazıları

01.06.2022 - 16:50

Rusya gazına duyulan ihtiyaç AB’nin elini zayıflatıyor

ABD ve müttefikleri, Ukrayna'yı işgaline bir tepki olarak Rusya'yı uluslararası finans sisteminden çıkarmak için tasarlanmış bazı yaptırımlara başvurdu. Fransa ekonomi bakanı Bruno le Maire, Rusya'nın füzelerle gözdağı vermesi üzerine hızla geri adım attı fakat “topyekûn bir ekonomik ve mali savaş” yürütmüş olmalarıyla da övündü.

Şaşırtıcı olan şudur ki, Rus para birimi ruble bu üç ay boyunca yükselmeye devam etti. Mart 1 ruble150 dolara karşılık gelirken geçtiğimiz hafta 51 dolar seviyesine yükseldi ki Financial Times’a göre, “bu yılın en iyi performansını gösteren para birimi” oldu.

“Topyekûn savaş”ları pek de başarılı olmuş gibi görünmüyor. Peki bunun sebebi neydi?

Bu başarısızlıkta rol oynayan iki temel unsur var. Birincisi, Rusya yönetiminin yaptırımlara verdiği tepkidir: Paranın ülkeden çıkışını durdurmak için sermaye üzerinde sıkı bir denetlemeye gidildi, faiz oranları yüzde 20'ye yükseltildi. Bu arada, kısmen yaptırımların etkisiyle, kısmen de rublenin değer kaybetmesinin sonucunda, Rusya'nın ithalat sektörü de beklenenden daha pahalıya mal olmaya başladığı için çöküşe geçti.

Bir yandan gerileyen ithalat, diğer taraftan artmaya devam eden enerji fiyatları karşısında Rusya, 2022'nin ilk çeyreğinde 56 milyar dolarlık inanılmaz bir dış ticaret bilançosu fazlası yaşadı. Güç kazanan ruble ile – ithalattan geri çekilmek suretiyle- Rusya'yı enflasyonun gerçekten düşmeye başladığı birkaç ülkeden biri durumuna getirdiler.

BlueBay Asset Management'ın gelişmekte olan piyasalardan sorumlu yöneticisi Polina Kurdyavko, bunun bir ekonomik başarı işareti anlamına gelmeyebileceğini söylüyor; “Rublenin bu gücü nereden geliyor? Ekonomik anlamda iyiye gidişin bir işareti olmadığı ortada çünkü muazzam ölçekli bir negatif büyüme bekleniyor. Enflasyon iki basamaklı seviyede. Acısının hissedildiğine de hiç şüphe yok. En temel düzeyde bakarsak, işletmelerin hiçbir şey ithal edemedikleri için kapanmaya başladıklarını görüyoruz.”

Rusya Merkez Bankası’nın, rublenin yükselişinden doğan bu etkiyi dengelemek için faiz oranlarını aşağıya çekmeye başladığı doğru olsa da Kurdyavko rubleyi desteklemeye devam eden ikinci bir faktörü yok sayıyor.

Rusya, dünyanın en büyük enerji üreticisi olma yarışında ABD ve Suudi Arabistan’la aşık atan bir ülke. Ukrayna'yı işgal etmesi enerji fiyatlarını artırdığı için Putin rejimine kaçırılmayacak bir avantaj sağladı. İşin asıl tuhaf yanı, Avrupa Birliği'nin Rus gazına bağımlı kalmaya devam etmesidir. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi'ne (Crea) göre, işgalin ilk iki ayında Rusya gemileri ya da boru hatları yoluyla 62 milyar dolar değerinde fosil yakıt ihraç edildi. Financial Times, “İşgalin başlangıcından bu yana, Rusya'nın fosil yakıt ihracatının yüzde 71'i AB’ye gitti” diyor. Yaklaşık dörtte biri de toplamda altı AB limanına yönlendirildi ki bunların bazıları da Hollanda'daki Rotterdam ve Maasvlakte limanları ile İtalya'nın Trieste limanıydı.

“Araştırmacılar, AB'ye Nisan’ın ilk üç haftasında yapılan günlük petrol sevkiyatının, 23 Ocak – 23 Şubat arasıyla kıyaslanınca yüzde 20 düşüş kaydettiğini, kömür sevkiyatında ise yüzde 40’lık bir düşüş yaşandığını bildiriyor. Ancak sıvılaştırılmış doğal gaz sevkiyatında yüzde 20’lik bir artış olduğu görülüyor. AB dışındaki ülkelere yapılan sevkiyattaysa yüzde 80’lik bir artış yaşandı.”

Rusya fosil yakıtlarının en büyük üç ithalatçısı Almanya, İtalya ve Çin’dir — Almanya işgalin ilk iki ayında 9 milyar dolara yaklaşmıştı, İtalya ve Çin’in ise 6-7 milyar dolar civarında alım yaptı. Bu muazzam ölçekli enerji ticareti, Rusya’ya yöneltilen ilk yaptırım paketinin dışında tutuldu. Tabii bu arada Avrupa başkentlerinde, Rusya’dan gaz ithalatının yasaklanması konusunda mangalda kül bırakmayan sözler sarf ediliyordu. Ama işin gerçeği, AB'nin petrol ithalatı yasakları mevzusunu daha ılımlı bir uzlaşıyla çözmesi gerekiyor ki sevkiyat aksamasın.

Rus gazını yasaklamanın önünde bazı teknik engeller de var. Avrupa enerji ağı, Rusya'dan ithal edilen gazın boru hatlarıyla taşınması üzerine kuruludur. Bunu sonlandırır ve ABD veya Orta Doğu'dan sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeye yönelirlerse ayrıca bir de bu yönde bir geliştirilmeye gitmeleri gerekir ki bu da zaman alacak bir çalışma olur.

Kaldı ki Cambridge Üniversitesi'nden Helen Thompson'ın belirtmiş olduğu gibi, bu sorun aynı zamanda bir toplam arz meselesidir; “Çin'in yükselişi enerji piyasalarında kalıcı bir değişim yarattığı için Rusya'ya getirilecek enerji yaptırımları sınırlı olmak zorundadır. Gayet açıktır ki, Rusya’yı denklemden çıkardığınızda günümüz dünyasının petrol ve gaz ihtiyacının karşılanabilmesi kolay olmaz.”

Rusya'nın böyle önemli bir enerji üreticisi olması, onu küresel finans sisteminin dışına itmeyi imkânsız kılıyor. Ukrayna’daki işgalin boyutları nereye varırsa varsın bu durumun değişeceği söylenemez.

Alex Callinicos

Socialist Worker'dan Tuna Emren çevirdi.


Bültene kayıt ol