İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmak istenmesine karşı, kadınlar olarak 1 Temmuz’da protesto için Taksim’e gittiğimizde, her 8 Martlarda ya da 25 Kasımlarda, özgürlüklerimizi kazanmak adına sokaklarda buluşma hakkımızı kullanırken, polisin şiddetine karşı, her defasında tanımadığım kadınlarla el ele, kol kola şiddete karşı dururken tekrar tekrar hatırladığım tek bir şey var. Dayanışmanın gücü.
Birbirini tanımayan yüzlerce kadın, “1 kişi daha eksilmeyeceğiz” ve “gece karanlıktan korkarsan bu kenti ateşe veririz” diyerek birbirlerine umut ışığı oluyorlar. Hiç tanımadığınız bir kadın tarafından “yerden kaldırılmanın” verdiği gücü tarif etmek imkânsız.
Sokağa kadın olarak çıkmanın gücü
Bianet’in haberine göre 2021 yılında en az 339 kadın ve 34 çocuk erkekler tarafından öldürülmüş. Her yeni gün, bir başka balkondan, camdan, yüksek bir binadan düşen(!) kadın haberi alıyoruz. İster kapalı olsun ister şort giyiyor olsun; ister genç, ister yaşlı; isterse Türk, isterse Suriyeli olsun; kadınlar ırk, din, statüden vs bağımsız olarak, sadece kadın oldukları için şiddete, tacize, eşitsizliğe uğruyor. Tüm etiketlerimizi bir kenara bırakarak, sokağa sadece kadın olarak çıkmanın birleştirici gücü kadın hareketini bu kadar güçlü kılan bir özellik.
Kazanacağımız çok şey var
OHAL ya da pandemi döneminde bile kadınlar haklarını aramaktan asla vazgeçmedi. Pandemi döneminde, özellikle evlere hapsolduğumuz zaman kadına yönelik şiddet de artmıştı. Yalnız olduğunu zannetmenin getirdiği yıkımın karşısında durabilmek, pes etmemek ve birbirlerine güç olabilmek adına ve hakları için mücadele etmek için, ölümcül bir virüsün var olduğu ve tüm dünyanın alarm verdiği bir dönemde dahi kadınların sokağa çıkmasının sebebi, her geçen gün zaten öldürülüyorken kaybedecek hiçbir şeylerinin olmamasıdır.
Bu yüzden 8 Mart’ta sokakta olmanın gücü hafife alınmamalı. Bugün sokağa çıkıldığında, hemen yarın tüm kadınların özgürlüklerine kavuşacaklarını düşünen romantiklerin sokak mücadelesini küçümsemesi elbette şaşılacak bir şey değil. Unutulmaması gereken, her geçen gün daha da büyüyerek ilerleyen sokak mücadeleleri ile kazanımlar elde edilir. Kalabalık ne kadar büyük olursa, kazanım da o kadar hızlı gelir. Herhangi bir kazanımın süresini kısaltmanın en etkili yolu, herkesin sokağa inmesi oluyor genellikle. Bir kişi dahi eksilmeden ilerleyebilmemiz için, 8 Mart’ta hep beraber kol kola sokakta olmamız çok önemli.
Dila Ak
(Sosyalist İşçi)