Adamın biri geçen hafta Cumhurbaşkanı’na hakaretten mahkûm oldu. Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesi, Yüksel Üstün’ü önce 10 ay 20 gün hapis cezasına çarptırdı, sonra bunu 7000 lira para cezasına çevirdi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü, mahkemeye gönderdiği yazıda “Devletin başı olan ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini” temsil eden Cumhurbaşkanının şikâyeti beklenmeksizin davanın takip edilerek görülmesi gerektiğini, “Sayın Cumhurbaşkanımızın vekili tarafından gerek duyulması halinde ayrıca müdahillik talebinde bulunulabileceğini” belirtti.
Cumhurbaşkanının avukatı Hüseyin Aydan sanık hakkında, “Seçilmiş ilk Cumhurbaşkanımızı hedef alarak yaptığı açıklamalarla Cumhurbaşkanımıza karşı onur, şeref ve saygınlığını rencide edici ifadeler kullanmış, kişiliğini, saygınlığını ve itibarını hedef alarak atılı suçu alenen işlemiştir” dedi.
Cumhurbaşkanının “onur, şeref ve saygınlığını rencide eden”, “kişiliğini, saygınlığını ve itibarını hedef alan” hakaret neydi?
Yüksel Üstün sosyal medyada “Tayyip kendisini Müslüman gösteren bir Yahudi’dir” yazmıştı.
Yani Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesi’ne, Cumhurbaşkanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ne ve Cumhurbaşkanının avukatı Hüseyin Aydan’a göre “Yahudi” ifadesi kişinin “onur, şeref ve saygınlığını rencide eden” bir hakarettir.
Sanığın avukatı Baran Güneş ise, “Yahudiler bu ülkenin onurlu vatandaşlarıdır. Birine Çingene demek, Yahudi demek suç değildir” demiş.
İşin ilginç ve biraz gülünç tarafı, avukat yanılıyor!
Şu açıdan yanılıyor: Birine Yahudi demek elbette hakaret değildir, suç değildir. Bunu ifade etmek zorunda kalmak bile iğrenç bir şey. Ama çok açık ki, avukatın müvekkili Yüksel Üstün “Yahudi” kelimesini hakaret olarak kullanıyor.
Herif, “Tayyip kendisini Müslüman gösteren bir Yahudi’dir” derken herhalde Cumhurbaşkanı’na iltifat etmeye çalışmıyor, değil mi! “Yahudi” derken kompliman yapmaya, sevgisini ifade etmeye çalışmıyor, değil mi?
Hayır, herif bildiğimiz ırkçı.
Üstelik Yüksel Üstün memleketimizde çok yaygın olan bir ırkçılığı dile getiriyor. Hiç özgün bir yanı yok, Yahudiliği hakaret ve küfür olarak kullanmak kendisinin durup dururken düşünüverdiği bir şey değil.
Kısacası, Yüksel Üstün bence gerçekten de “atılı suçu alenen işlemiş”!
Ama bu hikâyede benim daha da önemli bulduğum bir suç daha var.
Yüksel Üstün ve benzerleri Yahudiliği küfür olarak görebilir, ırkçılık yapabilir; çok da garipsemem.
Ama bir memleketin mahkemeleri ve resmî kurumları Yahudiliği küfür olarak görüyorsa ciddi bir sorunumuz var demektir.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)