Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

17.07.2021 - 14:26

19 yıllık AKP döneminin işçi düşmanı uygulamaları

AKP’nin 19 yıllık döneminde, bir dizi yasal değişiklikle ve uygulamayla işçi düşmanı politikalar kalıcılaştırıldı. Sermayenin emek karşısındaki egemenliği artırıldı, esnek çalışma, kuralsızlık ve güvencesizlik yaygınlaştırıldı. Sendikal hak ve özgürlükler hem hukuksal düzenlemelerle hem de fiili uygulamalarla kullanılamaz hale getirildi.

AKP dönemiyle birlikte kamuda taşeron işçi çalıştırma tırmanışa geçti, kamudaki taşeron işçi sayısı bir milyona yaklaştı, taşeron uygulamaları özel sektörde de yaygınlaştı. 

AKP döneminde emek karşıtı uygulamalar OHAL ile zirve yaptı. Darbecilere karşı ilan edildiği söylenen OHAL çalışma ve grev hakkını ortadan kaldıran bir uygulamaya dönüştü. 150 bin kamu görevlisi haklarından yargı kararı olmaksızın ve yargı yolları kapatılarak kamu görevinden çıkarıldı, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımı sınırlandı.

Tayyip Erdoğan, OHAL’i grevleri yasaklamak için kullandıklarını bizzat açıkladı. 

Kiralık işçilik, özelleştirmeler hızlandı

Kiralık işçi yasası çıkarıldı. Sermaye örgütlerinin bir diğer talebi olan iş davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması AKP’nin emek karşıtı uygulamalarından bir diğeri oldu.

İstihdam paketleri ile patronlara, kapitalistlere ciddi paralar aktarıldı. İşsizlik Fonu patronların fonu haline getirildi. 

Özelleştirmelerle kamu kurumları yok pahasına satıldı, buralardaki sendikal örgütlenmeler dağıtıldı.

Vergi adaletsizliği daha da arttı. Dolaylı vergilerin oranı yüzde 65’e yükseldi. Tüketimden alınan vergiler, gelir adaletsizliğini daha da büyüttü.

Pandemi döneminde zorunlu ücretsiz izin yolunu açtı, işçiler 1500 lira sefalet ücreti ile 1,5 yıl yaşamak zorunda kaldı.

Grev yasakları arttı, ücretler azaldı

1984-2002 döneminde yıllık ortalama greve çıkan işçi sayısı 40 bin iken, bu sayı 2002-2020 döneminde 5 bine kadar düştü. Grevler hem yasaklamalar hem de sendikal politikalar nedeniyle işçi sınıfının “silahı” olarak yaygın ve etkili bir şekilde kullanılamaz hale geldi. OHAL döneminde 14 iş yerinden 24 bin işçinin grev hakkı erteleme adı altında elinden alındı.

AKP dönemi, aynı zamanda sömürünün alabildiğine arttığı, reel ücretlerin verimlilik artışlarının çok gerisinde kaldığı ve gerilediği bir dönem oldu, işçilerin yarısı yani 10 milyon işçi asgari ücret civarında para alıyor.

AKP döneminde işçilerin direnişleri 

Bu süreçte grevlerden fabrika işgallerine yüzlerce eylem ve direnişe yapıldı; üretimi aksatan direniş ve eylemlerin sayısında artış yaşandı. Hükümetin kıdem tazminatına dokunma girişimleri kesin olarak engellendi.

Eylemlerin yoğunlaştığı işkollarına bakıldığında esnek ve güvencesiz çalışmanın hâkim olduğu sektörlerde mücadelenin yükseldiği görülmektedir. Taşeronlaşmanın ve diğer esnek istihdam biçimlerinin yoğun yaşandığı işkolları olan yerel yönetimler, inşaat ve sağlık sektörleri son yıllarda direnişlerin en fazla gerçekleştiği sektörler olarak öne çıktı.

Sağlık emekçileri pandemi döneminde hem hakları için, hem de toplum sağlığının korunması amacıyla yüzlerce eylem yaptılar, hükümete pandemi döneminde yapılması gerekenleri hatırlattılar, ama söylediklerini dinlemek yerine hükümet Tabip Odalarını düşman ilan etti.

Fiili grevler yaygınlaştı

İşçiler; iş yeri düzeyinde ortaya çıkan hak gasplarına karşı başkaldırmaya ve çeşitli eylem biçimleri ile tepkilerini sürdürmeye başladılar.  Özellikle “fiilî grev” olarak tanımlanan ve üretimi doğrudan etkileyen “iş yapmama” eylemlerinde artış yaşandı.

AKP’li yıllardaki en önemli işçi ayaklanması metal işçilerinin isyanıdır. 2015 yılına, metal işçilerinin direnişi “Metal Fırtına” damgasını vurdu. Marmara Bölgesi başta olmak üzere, çok sayıda ildeki 49 iş yerinde yaklaşık 60 bin işçi ayaklandı ve büyük bir direniş yaşandı. Bu direniş sırasında fiili grevler de yapıldı.  Renault’ta yapılan fiili grev 12 gün sürdü. İsyan, metal patronlarına olduğu kadar, Türk Metal Sendikasına da yönelik oldu. İsyan sırasında yaklaşık 40 bin işçi Türk Metal Sendikasından istifa etti; isyan, baskı, tehdit ve işten atmalarla bastırıldı.

2021 yılında devam eden direnişler ve grevler:

• Migros depo işçilerinin direnişi

• PTT-SEN ve PTT KARGO-SEN direnişleri

• Ermenekli maden işçilerinin direnişi

• Bimeks işçilerinin direnişi

• AtlasGlobal işçilerinin direnişi

• TüvTürk işçilerinin direnişi

• Uzel Makina işçilerinin mücadelesi

• Cargill işçilerinin direnişi 

• Karaman Döhler fabrikası işçilerinin direnişi

• Çorum Ekmekçioğulları işçilerinin direnişi

• Systemair HSK, Baldur Süspansiyon ve Özer Elektrik direnişleri

• SML işçilerinin direnişi

• Sinbo direnişi 

• Galataport inşaat işçilerinin direnişi

• Kayı İnşaat direnişi

• BTS’li işçilerin direnişi

• Yemeksepeti-Banabi işçilerinin sendikal mücadelesi

• Şişli Belediyesi KentYol Direnişi

• Yasin Kaplan Halı Direnişi

• Uyar Maden işçileri direnişi

Maden işçileri direniyor

Maden işçilerinin hak arama mücadelesi, son yılların en önemli direnişlerinden birisi. Bu mücadeleye önderlik edenlerden, Bağımsız Maden-İş Sendikası Başkanı Tahir Çetin ve sendika aktivisti Ali Faik İnter dönüş yolunda öldüler. Nasıl ki iş cinayetlerine kaza demiyorsak, can parçası iki madenciyi aramızdan alan trafik kazası da salt bir kaza değildi. Göçük altında, grizu patlamasında öldüremedikleri Ali Faik İnter'i ve Tahir Çetin'i hak arama mücadelesinde yollarda öldürdüler. 

İşçi direnişleri artıyor

İş yeri bazlı eylemler kitlesel bir hal alırken, emek mücadelesinde iz bırakan, önemli direnişler gerçekleşiyor. İşçiler yol kesme, işgal, kent meydanlarında, fabrika, işyeri önlerinde toplu bekleyiş, üretimi durdurma ve yavaşlatma girişimlerinden AKP mitinglerinde Erdoğan’a itiraza uzanan, intihar ve intihar girişimlerinin de eksik olmadığı çok farklı tepkilerle kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar. 

İşçilerin artık büyük bir kesiminin dahil olduğu sosyal medya zeminlerinde kazanımlar ve yenilgiler paylaşılıyor. Böylece hem ortak bir hafıza oluşuyor hem de yürütülen tartışmalar bir tür eğitim süreci işlevi görüyor.

Faruk Sevim

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol