Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

24.03.2021 - 09:24

Ekonomideki alt üst oluş devam ediyor

Hafta başından itibaren dolar ortalama yüzde 10 arttı, borsa yüzde 12 değer kaybetti, aynı şekilde altın yüzde 10 arttı. Yoksullaşma hızla devam ediyor.

Dövizin daha fazla yükselmesini engellemek için kamu bankaları 3 günde piyasada 8 milyar dolara yakın döviz bozdurdu. Dış piyasaların TL talepleri karşılanmayarak -örneğin Londra piyasasında TL’nin faizi yüzde 1400 oldu- TL’nin değerinin daha fazla düşmesi engellenmeye çalışıldı.

Muhtemelen tüm bu müdahaleler, 24 Martta yapılacak AKP kongresi sırasında TL’nin daha fazla değer kaybetmesini önlemek, kongrede konuşulan tek konunun TL olmasını engellemek için yapıldı. AKP kongresi sonrası TL’deki değer kaybının artarak devam etmesi bekleniyor.

Dolar kuru sıçramasının bir gecelik maliyeti Türkiye’ye 1 trilyon liraya yakın

Türkiye’nin dış borcu 453 milyar dolar, ayrıca yap işlet devret modelinden kaynaklı ödeme garantileri var, 200 milyar dolarlık yıllık ithalatı var. 

Kur seviyesi 1 lira yükseldiğinde sadece 453 milyar dolarlık dış borcun TL maliyeti 453 milyar TL artmış oldu. Yıllık 200 milyar dolarlık ithalatın da maliyetine sadece 1 lira eklendiğinde artık 200 milyar lira fazla ödeme yapılacak demek. Hazine garantili müteahhitlere de artık 200 milyar lira fazladan ödeme yapılacak. 

Peki, bu para nereden bulunacak? Hükümet ya vergileri artıracak ya para basacak, ya da sermaye kontrolüne gidecek, bankalardaki döviz mevduatlarının bozdurulmasına sınırlamalar getirilecek.

Türkiye’nin kredi riski artıyor, borçlanmalar daha yüksek faizle olacak

Avrupalı ekonomistler, “Erdoğan büyük olasılıkla sermaye kontrolüne gidecek” başlıklı haberler yayınlamaya başladı. Türkiye’ye yatırım yapmış yabancıların buradan anaparalarını ve faizlerini kolayca dışarıya çıkaramayacakları ihtimali olduğu anlamına gelir. Bu da hem dışardan yeni döviz girişini azaltır hem de daha önce gelmiş olanların paralarını dövize çevirip dışarı çıkmasını hızlandırır.

Dövizdeki bu patlama, önümüzdeki günlerde sürecek gibi. Bunun enflasyona, hayat pahalılığına çok olumsuz etkileri olacak. Yoksulluk sınırının aylık 9 bin liraya yaklaştığı bir ortamda 2824 lira asgari ücret alan işçiler, zaten çok sıkıntıdalardı, şimdi sıkıntıları daha da katlanacak.

Salgında üçüncü dalga başladı

Hükümetin ekonomideki başarısızlıklarının üzerine, şimdi sağlık alanında artan hastalık sayıları da ekleniyor. Daha iki hafta önce günde 5 bin olan yeni vaka sayısı 26 bine yükseldi, günlük ölüm sayıları ikiye katlanarak 138’e çıktı. Sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü dışında diğer riskli gruplar, örneğin öğretmenler aşılanamadı, buna rağmen okullar açıldı, öğrenciler evlere virüs taşımaya başladı. İşyerlerinde salgının başından beri tam kapatma yapılmamıştı, şimdi, muhtemelen daha kolay bulaşan virüsün de etkisiyle, işçiler kitleler halinde hastalığa yakalanmaya başladılar.

İşçi sınıfı, pahalılığa, işsizliğe, sağlık sistemindeki sorunlara, hukuksuzluklara karşı gücünü birleştirmeli, iktidara sesini duyurmalıdır. Bunun için büyük, kitlesel mitingler düzenlemelidir.


Bültene kayıt ol