Roni Margulies

Roni Margulies son yazıları

Roni Margulies tüm yazıları

09.11.2020 - 13:17

Cumhurbaşkanları dalaştığında

“Zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var. İkide bir Erdoğan’la uğraşıyor. İnanç özgürlüğünden anlamayan, kendi ülkesinde yaşayan milyonlarca farklı inançtan insanlara bu şekilde davranan insana ne denebilir? Öncelikle bir aklî kontrol.” Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP Kayseri İl Kongresi’nde bu sözleri Fransa Cumhurbaşkanı Macron hakkında söyledi. “Deli” dedi yani.

Buna karşılık Fransa’nın Ankara büyükelçisini Paris’e geri çeken Macron, El Cezire ile yaptığı bir söyleşide Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesinin NATO müttefiklerine karşı bir saldırganlık olduğunu, Ankara hükümetinin Libya ambargosunu deldiğini ve genel olarak Doğu Akdeniz’deki tavrının “son derece saldırgan” olduğunu söyledikten sonra, “Türkiye’nin bölgede emperyal eğilimleri olduğunu gözlemliyorum ve bu emperyal eğilimlerin bölge istikrarı açısından iyi bir şey olmadığını düşünüyorum” dedi.

İki cumhurbaşkanının birbirine saldırması geri kalanlarımız için çok aydınlatıcı oluyor doğrusu. Çünkü ikisi de bir yandan hakaret savururken bir yandan da birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döküyor. Ve bunu yaparken de foyaları ortaya çıkıyor.

Macron’la başlayalım. “Türkiye’nin saldırgan emperyal eğilimlerini” eleştiriyor.

Haksız mı? Değil, yüzde yüz haklı. Birkaç yıldır Türkiye’nin dış politikası Kuzey Suriye’den Libya’ya, Kıbrıs’tan Azerbaycan’a sert bir müdahalecilikten ibaret. Bu müdahaleciliğe ‘Mavi Vatan’ diye sevimli bir isim bile takıldı.

Ama emperyalizmden söz etmek Macron’a mı düşer? Fransız emperyalizminin Akdeniz’de 200 yıldır yaptıkları yanında Türkiye’nin yaptıkları (istemediğimiz değil, beceremediğimiz için) çocuk oyuncağı gibi kalır.

Gelelim bizimkine. Macron’un “Kendi ülkesinde yaşayan milyonlarca farklı inançtan insanlara” karşı yaptıklarını eleştiriyor.

Haksız mı? Değil, yüzde yüz haklı.

Fransa Avrupa’da kurumsal islamofobinin en köklü olduğu ülke. Laikliği savunmak adına, ülkenin yoksul ve zaten ırkçılığa maruz kalan Müslüman nüfusu (yaklaşık yüzde 10) sürekli hedef gösteriliyor, dışlanıyor, eziliyor. İfade özgürlüğü kisvesi altında bu Müslüman azınlık bombacı, kana susamış vahşiler olarak resmediliyor.

Ezilen azınlıkları şeytanlaştırmak, ötekileştirmek mizah değildir. Böyle bir ifade özgürlüğü yoktur.

Öte yandan, bu konuda laf etmeye Erdoğan’ın hakkı var mı? Kendi ülkesindeki “farklı inançtan insanlar” hiç ötekileştirilmeden mutlu ve eşit vatandaşlar olarak yaşayabiliyor mu?

Bu kadar konu varken, CHP milletvekili Engin Altay da en çok şu konuda öfkelenmiş: “Hiç kimse ve hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti’ne, aziz milletimize, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ayar veremez, had bildiremez ve hakaret edemez. Ettirmeyiz.”

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol