Bir kadın daha öldürüldü!

Kadına yönelik tacize, şiddete, tecavüze karşı “politikasızlık” ve İstanbul Sözleşmesi’nin ihlali bir kadının daha ölümüne neden oldu. Tuğba Keleş reddettiği erkek tarafından öldürüldü. Fail Erdoğan Küpeli’nin başka bir kadını öldürmekle ve cinsel saldırıda bulunmakla tehdit etmesi nedeniyle geçen sene aldığı 8 yıl üç aylık hapis cezası olmasına rağmen ceza uygulanmadı. 

Erdoğan Küpeli’nin cezasının bir yıl boyunca istinaf mahkemesinde bekletilmesi, bu süreçte bir kadını ölümle tehdit eden potansiyel bir katil olmasına rağmen sokakta özgürce dolaşmasına göz yumulması faili bir cinayet işlemesi için adeta teşvik etmektir. 

Geliyorum diyen bu cinayet İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığının, devletin tüm sorumlu kurumlarının kadınları gözden çıkardığının, görevlerini yerine getirmediğinin kanıtı. 

Erdoğan Küpeli 2015’te sosyal medyada tanıştığı Gülay Mübarek tarafından reddedilince, taciz ve tehditleriyle şiddet uygulamaya başladı. Gülay Mübarek 2016’da savcılığa başvurmasına rağmen şikâyeti ciddiye alınmadı. Gazeteci Melis Alphan’ın 2018’de konuyu yazmasının ardından kamuoyunda oluşan tepkilerin sonucunda savcılık ilgilenmeye başladı. 

Bu arada fail Küpeli gazeteci Melis Alphan’ı da tehdit etti. Küpeli kadınları taciz ve tehditten değil, Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandı. Yedi ay sonra hapisten çıkmasının ardından tacizlerine devam etti. Kasım 2019’da 4 yıl boyunca uyguladığı sistematik şiddet, tehdit, hakaret, kişisel verilerin kullanımı gibi farklı suçlardan indirimsiz ve ertelemesiz 8 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Gülay Mübarek’i ve ona destek veren herkesi açıkça öldürmekle tehdit eden Küpeli tutuklanmadı. 

Cinayetler teşvik ediliyor

Erdoğan Küpeli’nin potansiyel bir katil olduğunu medyada, sosyal medyada defalarca haykıran Gülay Mübarek’in dediği gibi “Tuğba’nın birçok katili var”. Erdoğan Küpeli bir ay önce Tuğba Keleş’i kaçırmaya çalışmış. Tuğba Keleş şikayetçi olmasına, taciz ve tehditten 8 yıllık cezası olmasına rağmen fail serbest bırakılmış. Tuğba Keleş Mor Dayanışma adlı kadın örgütüyle iletişime geçip, savcılık tarafından uzaklaştırma kararı aldırmış. 

Kadınlar her gün göz göre göre saldırıya, tacize, tecavüze uğrayıp öldürülürken iktidar kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesi’ni karalamakla, yerli milli taslaklar hazırlamakla, var olan haklara saldırmakla meşgul. İstanbul Sözleşmesi’nin yerlileştirilmesine değil, uygulanmasına ihtiyacımız var. Sözleşmenin önleyici tedbirler almakla yükümlü kıldığı tüm kurumların görevlerini yerine getirmemesi açıkça kadınların katledilmesinin teşvik edilmesidir. İktidar derhal İstanbul Sözleşmesi’ne karşı hamlelerinden vazgeçtiğini açıklamalı, eksiksiz, koşulsuz uygulanacağını açıklamalıdır. 

Meltem Oral

[email protected]

(Sosyalist İşçi)