AKP ve MHP bloğu yerel seçimlerde beklemedikleri bir sonuçla karşılaştılar. Türkiye ekonomisinin ve siyasetinin ana damarı olan İstanbul, Ankara gibi önemli kentlerin Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını kaybettiler. 2016 sonrasında kayyım atanan HDP’li belediyelerin ezici çoğunluğunu, HDP yeniden kazandı. Seçim sonuçları, 17 yıllık AKP iktidarının ilk büyük başarısızlığının tescili oldu.
KP karşıtlığını aşan, kurucu politikalar ekseninde ortak hareket eden bir muhalefet cephesi henüz belirmiş değil. Böylesine bir muhalefet hareketinin belirmesinin önünü açabilmek için, birlikte başarılmış yerel seçim sonuçlarının kıymetini bilmek, gerekli derslerden hareketle bir yol haritası oluşturmak ve yola koyulmak gerekir. Bunun için muhalefetin zamanı yok. Yol haritasını netleştirmemiş muhalefetin geçirdiği her gün muhalefetin başarısızlığına sebep olacak, iktidarın ise ömrünü uzatmasını sağlayacaktır.
Yerel yönetimlerde gözle görünür, elle tutulur başarı elde edememiş bir muhalefet partisinin genel seçimlerde oylarını artırması fazlasıyla zordur. Muhalefetin başarısız geçirdiği her gün, iktidarın yeni bir sorun icat etmesini, siyasal krizini devlet ve toplum krizine dönüştürmesini ve iktidar partisinin oylarını korumasını kolaylaştırabilir. Merkezi iktidarın kamu nimetlerini yandaşlarıyla paylaşma siyaseti, onu yerel iktidarlardan her zaman her yerde daha fazla avantajlı kılmaktadır.
Yerel iktidarlar çoğaltılarak merkezi iktidarın sonu getirilemez. Ancak yerel iktidarlarda başarılı ve istikralı bir gelişme eğilimiyle merkezi iktidar geriletilebilir. İki seçim arasında sürenin uzun olması ve yerel iktidarın başarılı bir grafik izlememesi her zaman başarısız merkezi iktidarın işini kolaylaştırır, başarısızlığını örter. Hele de siyasete güvensizliğin yüksek olduğu ve dünya siyasetinin alt üst olduğu bir dönemde bu sonuç neredeyse kaçınılmazdır. Siyasal kriz, kurucu politikalarla aşılabildiği ölçüde siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel faturalar daha az ağır olur. Genel seçimleri iktidarın keyfine bırakmak her zaman akıllı bir yol olmayabilir.
Bir sonraki yazımda muhalefetin yerel yönetimlerdeki durumunu ele alarak bu tartışmayı sürdürmek isterim.
Hakan Tahmaz