Alex Callinicos

Alex Callinicos son yazıları

Alex Callinicos tüm yazıları

25.10.2018 - 11:24

Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki çatışma Trump’ın başını ağrıtıyor

Ortadoğu’yu batının çıkarları doğrultusunda yönetmenin ne kadar zor bir hale geldiğini bir tez daha gördük. Bu kez oyuncular ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan. Tarihsel olarak her üç ülke de diğerleriyle sıkı bağlara sahip; Türkiye NATO’nun kilit öneme sahip bir üyesi, Suudi mutlak monarşisi ise ABD’nin bölgedeki en önemli destekçilerinden biri. Ancak Türkiye ve Suudi Arabistan’ın arası giderek açılıyor. Her iki ülke de, İslam’ın Sünni mezhebinin siyasal ve ideolojik liderliği için mücadele ediyor. Suudi kraliyet ailesi her zaman, İslam’ın kutsal mekânlarının koruyucusu olmalarından gelen bir meşruiyetleri olduğunu iddia etmiştir. Ama Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi, siyasal İslam’ın daha “modern” ve açıkça kapitalizm yanlısı bir halini savunuyor.

Bölgesel olarak Erdoğan, Suudilerin radikal bir Sünni rakip olarak görüp nefret ettiği Müslüman Kardeşler ile ittifak kuruyor. Türkiye ve Suudi Arabistan Suriye Devrimi’ni mezhepçi Sünni bir hareket haline getirmek için birbirleriyle yarıştılar. Her ikisi de silahlı cihatçı grupları destekledi. Ancak Erdoğan giderek köşeye sıkışıyor. ABD’nin Suriye’de Kürt milliyetçisi güçlere destek vermesi Türkiye – ABD ilişkilerinin bozulmasına neden oldu. Erdoğan Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminden bu yana, darbe yapmaya çalışmakla suçladığı Fethullah Gülen’in ABD tarafından iade edilmesi için uğraşıyor. Türkiye, Gülen ile bağlarının olduğunu iddia ederek Amerikalı bir rahip olan Andrew Brunson’u da hapse atmıştı.

Ağustos ayında Donald Trump misilleme yaptı. Türk alüminyumu ve çeliğine uygulanan vergileri iki katına çıkardı ve Türkiye’ye F-35 jetlerinin teslim edilmesini engelledi. Türk ekonomisi bu gelişmelerden önce de baskı altındaydı. Ekonomi büyük oranda dolar ve avro olarak alınan borçlar sayesinde büyümüştü. Tıpkı Arjantin gibi, Türkiye de ABD’nin faiz oranlarının artmasından kötü etkilendi.

Ağustos ayında Erdoğan’ın faizlerin arttırılmasına karşı uzun zamandır bilinen tavrına karşın, liradaki düşüş faizlerin %24’e çıkarılmasına neden oldu. Yani Erdoğan geri adım attı. Geçtiğimiz hafta sonu Brunson hapisten çıktı. Foreign Policy internet sitesi bu haberi “Ancak ABD’li yetkililerin kutlamaya zamanı yok” diye yorumluyordu. “Aynı hafta Türkiye’nin korkunç Cemal Kaşıkçı vakasının detayları konusunda dikkatlice hesaplayarak yaptığı açıklamalarla uğraşıyorlardı.”

Suudi rejiminin yurtdışında yaşayan görece ılımlı bir muhalifi olan Kaşıkçı, 2 Ekim’de Suudi Arabistan Krallığının İstanbul’daki Konsolosluğu’na girmesinin ardından kaybolmuştu. Türkiye hükümeti özel olarak uçakla gelen bir infaz timinin Kaşıkçı’yı yakaladığını, ona işkence ettiğini ve onu öldürdüğünü iddia ediyor. Hükümetin iddialarına göre onun parçalanmış cesedi konsolosluktan çıkarıldı ve korkunç akıbeti, kolundaki akıllı saat tarafından kaydedildi.

Bu iddia iki kişinin başını derde sokuyor. İlki Suudi veliahdı Prens Muhammed bin Salman (MbS). Veliaht Riyad’ta Geleceğe Yatırım İnisiyatifi isimli büyük bir iş konferansı düzenlemeye hazırlanıyor. MbS siyasal şiddet konusunda sabıkalı. Geçtiğimiz Kasım ayında Ritz-Carlton otelini, yolsuzlukla suçladığı yüzlerce rakibini gözaltında tutmak için kullanmıştı. Yemen’de kanlı bir savaş yürütüyor. Pek çok muhalif yurtdışında Suudi istihbaratı tarafından kaçırılırken, Lübnan Başbakanının Suudi Arabistan’a yaptığı bir ziyarette rehin alındığı ve istifaya zorlandığı iddia edilmişti.

Kaşıkçı olayı MbS için kendi kalesine atılan bir gol. Rüşvetle satın alınmaya son derece açık olan Richard Branson bile ülkeyi Geleceğe Yatırım İnisiyatifi’ni boykot etmekle tehdit ediyor. Başı dertte olan bir kişi daha var; ABD Başkanı. Trump ve damadı Jared Kushner MbS’ye yakınlar. ABD ve Suudi Arabistan arasında çokça reklamı yapılan 100 milyar dolarlık bir silah anlaşması gerçekleşti. Trump Suudilerin en büyük bölgesel rakibi olan İran’ı hedefine alıyor. Ama Washington Post’ta köşe yazıları yazan Kaşıkçı’nın kaybolması ABD başkentinde de tepkilere neden oldu.

Foreign Policy’ye göre, “Bazı diplomatlar ve analistler Kaşıkçı ile ilgili haber sızıntılarını Erdoğan’ın Washington ve Suudi Arabistan’ın arasını açmak için, iki ülkenin arasındaki kaygılı ittifakı bozmak için giriştiği akıllıca bir taktik olarak görüyor.” Trump gerçekten de kıvranıyor. O eğer Kaşıkçı’nın kaybolmasından Suudi Arabistan’ın sorumlu olduğu ispatlanırsa bu ülkeye “sert bir ceza” verileceğini söyledi. Ama aynı zamanda “silah anlaşmasını iptal etmek dışında da cezalandırma yöntemleri olduğunu” vurguladı. Suudi otokrasisi ile ABD emperyalizmi arasındaki kanlı ittifak sürüyor.

Alex Callinicos

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol