Marx'ın kullandığı kavramlar: Ütopya

27.07.2019 - 10:51

Ütopya sözcüğü Antik Yunan dilindeki ou (olmayan), eu (mükemmel olan) ve topos (yer/toprak/ülke) sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Tasarlanmış, ideal toplum ve devlet şekilleri için kullanılır.

Platon, Farabî gibi pek çok ismin ütopyaları bulunmasına rağmen ütopya tanımı, Thomas More'un Ütopya isimli eserinden sonra kullanılır hâle gelmiştir. More, kitabında Ütopya adını verdiği ülkede özel mülkiyetin ortadan kalktığı ve eşitlik içinde yaşayan bir toplumu tasvir etmiştir. (Ancak More'un kitabında sadece “yurttaşlar” eşittir, pis işleri yapmak içinse köleler vardır)

More'un ardından pek çok ütopya ve distopya (olumsuz ütopya) yazılmıştır. More'dan sonra en ünlü ütopya, Campanella'nın Güneş Ülkesi isimli ütopyasıdır. Ünlü distopyalar arasında da George Orwell'in 1984, Yevgeniy İvanoviç Zamyatin'in Biz ve Aldous Huxley'nin Cesur Yeni Dünya kitapları sayılabilir. Modern zamanın en ilgi çeken ütopyaları arasındaysa anarşist yazar Ursula K. Le Guin'in Mülksüzler'i sayılabilir.

Ütopya, sadece bir edebî türün adı değildir. Hem ütopyalar hem de  distopyalar, var olan topluma bir tepkinin ürünüdür ve genellikle bir değişim önerir. Ancak bu değişimin yolu olanaklı değildir. 1800'lü yıllarda kapitalizmin geliştiği koşullarda pek çok ütopyacı sosyalist, burjuvazinin doğal olarak göstermeye çalıştığı gelişime karşı koymuştur. Charles Fourier, Saint-Simon, Robert Owen gibi sosyalistler, kapitalizmin ütopik yollardan değişimini öngörmüşlerdir.

Karl Marx, ütopik sosyalistlerin kapitalizme karşı duruşlarını selamlasa da ütopyanın karşısına toplumun somut analizine dayalı işçi sınıfı eylemini koymuş, ütopik sosyalistleri kıyasıya eleştirmiştir. Ütopik sosyalistler toplumun değişiminin temel yolunu kendi fikirleri ve ideal toplum tasarımları olarak gördükleri için elitistlerdi. Marx, ideal bir toplum tasarlamadı, mevcut toplumun potansiyellerine odaklandı.

Ütopyalar, dünyayı değiştirmek isteyenler için hem yazıldıkları dönemin koşullarını göstermek, hem de değişik toplumların hayalini kuran insanların her zaman var olduklarını anlamak açısından geliştirici olabilir. Ancak dünyayı gerçekten değiştirmek için yeni bir dünyayı ideal tasarımlarla değil bugünkü mücadelenin kendisiyle kuran işçi sınıfının kendi eylemine ihtiyacımız var. 

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)



Bültene kayıt ol