Portreler: Hrant Dink

12.05.2021 - 07:00

Hrant Dink, 1954 yılında Malatya’da Ermeni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesiyle beş yaşında İstanbul’a taşındıktan sonra kardeşleriyle beraber Ermeni Protestan Kilisesi’nin çocuk yuvasında yatılı olarak kaldı. İlkokulu da kiliseye bağlı ilkokulda okuyan Dink, yazları Tuzla Ermeni Yetimhanesi yani Kamp Armen’de kalıyordu.

Lise bittikten sonra üniversite eğitimine çeşitli bölümlerde devam eden Hrant Dink, sosyalist harekete katılarak okulu bıraktı. İlkokuldan beri tanıştığı Rakel Yağbasan ile 1976 yılında Kamp Armen’de evlendi. Hrant Dink, sosyalist hareketteki rolünün Ermeni cemaatine zarar vereceğini düşünerek resmi ismini Fırat olarak değiştirdi. Rakel Dink’le beraber içinde büyüdükleri Kamp Armen’in yöneticiliğini üstlendiler. Devlet, “Ermeni militan yetiştirdiği” suçlamasıyla 1987’de kampa el koydu. Dink, üç kere gözaltına alındı ve tutuklandı. 1990’ların başlarında kardeşleriyle kitabevi işleten Dink, Marmara gazetesinde Çutak rumuzuyla yazılar yazmaya başladı.

5 Nisan 1996’da İstanbul’un ilk Türkçe-Ermenice gazetesi olan Agos’un kurucuları arasında yer aldı ve genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Agos’un 25. yılında Anna Turay’ın yazdığı yazıdaki gibi Agos’un amacı ve muradı “(Türkiyeli Ermenilerin) Gündelik hayatını karartmayı amaçlayan hakaret dolu Ermeni karşıtı kampanyalara, seri halde üretilen inkâr söylemlerine, kısıtlanan haklarına, sahip olduğu yasal kurumların sürekli aşındırılmaya çalışmasına dikkat çekmek, diyalog kanallarını açık tutmak, dayanışmayı çoğaltmaktır.” Sol ve muhalif bir Ermeni gazetesi olan Agos hızla dikkat çekti, genel yayın yönetmeni olarak Hrant Dink de hem önerileriyle hem de topluma seslenebilme yeteneğiyle giderek öne çıktı. Agos’un yanısıra çeşitli gazetelerde de köşe yazarlığı yaptı. 2002 yılında Urfa’da yaptığı bir konuşma yüzünden Dink’e dava açıldı, bu davadan 2006 yılında beraat etti.

2004’te Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in aslında Ermeni bir ailenin çocuğu olduğuna ilişkin Agos’ta yaptığı haber üzerine Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yayımladı. Hrant Dink artık hedef tahtasına oturtulmuştu. Hakkında bir nefret kampanyası başlatıldı, aynı dönemde valiliğe çağırılarak kimliği belirsiz kişilerce “uyarıldı”. 13 Şubat 2004’te yazdığı bir yazı bağlamından kopartılarak Türk kimliğine hakaret olarak sunuldu ve Dink hakkında dava açıldı. Dava süreci boyunca hem mahkeme önlerinde hem de Agos binası önünde faşistlerden ulusalcılara ve Veli Küçük gibi emekli askerlere kadar uzanan bir koalisyon tarafından eylemler yapıldı ve Dink hedef gösterildi. Bu davadan 2005 yılında 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir röportajında soykırıma soykırım dediği için “Türklüğü aşağılama” suçlamasıyla hakkında bir dava daha açıldı.

Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de Agos gazetesinin önünde tetikçi Ogün Samast tarafından öldürüldü. Hrant Dink’in arkasından on binlerce kişi “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sloganı etrafında kenetlendi. Cinayete dönük dava süreci pek çok karartma girişimine sahne oldu.

Dink’i hedef alan nefret kampanyasının sadece bir grup sağcının işi değil, içinde kamu görevlilerinin de bulunduğu bir koalisyonun cinayet planlarının parçası olduğu ortaya çıktı. 26 Mart 2021 günü Dink cinayeti davasında karar açıklandı, sınırlı sayıda kamu görevlisi ceza aldı ve cinayetin tüm sorumluları yargılanmadı. Hrant Dink’in mirası yaşamaya devam ediyor. 

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)



Bültene kayıt ol