Muhammed Resulof, Mustafa El Ahmed ve Cafer Penahi - İran sinemasının öne çıkan üç yönetmeninin tutuklanması, rejimin ne denli baskıcı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ödüllü yönetmen Cafer Penahi, tutuklanan iki yönetmen Muhammed Resulof ve Mustafa El Ahmed'in akıbetini sormak için gittiği hapishanenin önünde gözaltına alınarak, demir parmaklıklar arkasına konuldu.
Üç yönetmenin ortak noktası, Abadan kentindeki protestolara uygulanan polis şiddetine karşı bildiriye imza atmış ve hükümeti eleştirmiş olmaları.
23 Mayıs'ta Abadan'daki 10 katlı Metropol binası çökmüş, 43 kişi hayatını kaybetmişti. Binanın çöküşü, ülkede hakim olan yolsuzluk ve rüşvetin, kalitesiz inşaatların ve ihmalin bir sonucu olarak görülerek halk tarafından protesto edilmişti.
Göstericiler, kalitesiz inşaatçılığa göz yuman yetkililerin yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyordu. İran hükümeti ise buna yoğun polis şiddeti ile karşılık verdi. Çok sayıda kişi yaralandı ve gözaltına alındı.
Rejimin vahşeti üzerine yönetmen Muhammed Resulof liderliğinde 70 kişi bir mektup yayınlayarak yolsuzluk, hırsızlık ve baskıyı protesto etti. Hükümeti, isyan eden insanlara karşı silah bırakmaya çağırdı.
Bunun üzerine Muhammed Resulof ve Mustafa El Ahmed, 8 Temmuz'da muhalif gruplara destek vermek, halkı kışkırtmakve devlet güvenliğini yok etmekle suçlanarak tutuklandı. Cafer Penahi, 11 Temmuz günü iki arkadaşını ziyaret etmek ve baskıları protesto etmek için gittiği hapishaneye atıldı. Böylece üç İranlı yönetmen bir hafta içinde tutuklanmış oldu.
Dünyaca tanınan bu isimlerin tutuklanması İran'daki toplumsal muhalefete verilmiş yeni bir gözdağı. Rejim, kendisine karşı yükselen sesleri baskıyla susturmak istese de tutuklamalar büyük tepkiyle karşılandı.