8 Mart eylemlerinden İstanbul Sözleşmesi protestolarına: Mart ayında kadın mücadelesi

06.04.2021 - 10:53

Bu yıl 8 Mart, dünyanın pek çok yerinde Covd-19 kısıtlamaları altında gerçekleşen ilk Kadınlar Günü oldu. Bu, bir yandan dezavantajlıyken bir yandan da pandemi şartlarında kadınlara seslerini farklı şekillerde duyurmanın yollarını da gösterdi.

Binlerce kadın ve LGBTİ+ eyleme katılırken katılamayanlar da sosyal medyadan gerçekleştirilen canlı yayınlarla, “online yürüyüşlerle”, hashtag eylemleriyle mücadeleye desteğini gösterdi.

Dünyanın dört bir yanında 8 Mart eylemleri

Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere pek çok şehirde binlerce kadın ve LGBTİ+, haklarını savunmak için 8 Mart yürüyüşüne katıldı. Eylemlerde "Susma Haykır Eşcinseller Vardır", "Jin Jiyan Azadi", “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa” gibi sloganlar atıldı. 

Ukrayna’nın başkent Kiev’de 8 Mart eylemlerine iki bin kişi katıldı. Eylemde “Benim bedenim benim kararım!”, “Şimdi İstanbul Sözleşmesine katıl!” gibi sloganlar taşıyan pankartlar ve gökkuşağı bayrakları dikkat çekiyordu. Eylemde, tutuklu muhalif siyasetçi Mariya Kalesnikav’ın resmini taşıyan Belaruslu aktivistler de vardı.

Kazakistan’ın Almatı yerel yönetiminde ilk kez 8 Mart yürüyüşe izin verildi. Eylemciler hem kadınlar hem LGBTİ+lar için eşitlik talep etti. Bununla birlikte ev içi şiddete yönelik etkili yaptırımların uygulanması, kadınları koruyacak yasal düzenlemeler getirilmesi gibi talepler oldukça görünürdü. Eyleme yüzlerce kişi katıldı. Pek çok kişi de pencerelerinden alkışlarla eyleme desteğini gösterdi. Eyleme katılan aktivist Arina Osinovskaya, geçmişte ülkede gerçekleştirilen benzer eylemlerde pek çok aktivistin yargılandığını söyledi.

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te kadınlar şehir merkezinde yürüdüler ve eşit hak taleplerini dile getirdiler. “Kadınlar için güvenlik!” yazılı pankartlar kadınların dünyanın her yerinde hala aynı talepler uğruna mücadele ettiğini gösteriyordu. Geçen yılki kadın yürüyüşünde, eylemciler bir grup erkek tarafından saldırıya uğramış, polis kadınları korumadığı gibi bir grup aktivisti gözaltına almıştı.

Pakistan’da pek çok şehirde “Aurat March” olarak anılan yürüyüşler gerçekleştirildi. Lahor’da gerçekleştirilen gösteride sokağa asılan giysilerin üzerine tecavüz mağdurlarının yaşları yazıldı. 

Arjantin’de Buenos Aires başta olmak üzere pek çok şehirde kadınlar bir araya geldi ve cinsiyete dayalı şiddeti ve bu şiddeti durduramayan hükümeti protesto etti. El Salvador’daki yürüyüşte kadına yönelik şiddetle mücadele ve kürtaj hakkı gündemdeydi. Eylemciler Şilili kadınların tüm dünyaya yayılan “Tecavüzcü sensin – Las Tesis” şarkısını söyledi ve dans etti.

Endonezya’da Jayapura’da yerli kadınlar bir yürüyüş başlattı. Yürüyüş polis tarafından engellendi. Eylemciler barışçıl yürüyüşlerinin engellenmesini sosyal medyadan protesto etti. Cakarta’da da kadın ve LGBTİ+lar bir yürüyüş düzenledi. Fakat eylemciler, Başkanlık Sarayına doğru ilerlerken yürüyüş polis tarafından engellendi ve kimi eylemciler gözaltına alındı.

Tüm dünyada kadınların talepleri aynı: eşitlik, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele ve adil bir yargı. Bu yıl 8 Mart’ta dünyanın dört bir tarafında bu talepler, tüm yasaklara ve müdahalelere rağmen yeniden haykırıldı. Kadınları ne polis müdahaleleri yıldırabilir ne kadınların özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan otoriter hükümetler. Tüm bu eylemler bir kez daha gözler önüne seriyor ki ne olursa olsun kadınlar haklarından vazgeçmeyecek ve mücadeleye devam edecek. 

Afganistan’da kadınların şarkı protestosu

Afganistan Eğitim Bakanı, bundan böyle 12 yaşından büyük kız öğrencilerin kamusal etkinliklerde ve törenlerde şarkı söylemesinin yasak olduğunu, kızların yalnızca kadınlardan oluşan etkinliklerde şarkı söyleyebileceğini bildirdi. Eğitim Bakanlığı sözcüsü Najiba Arian, bu yasağın ülkenin tüm illerinde geçerli olacağını ifade etti.

Yetkililer bu karara gerekçe olarak öğrencilerin üzerinde çok fazla yük olduğunu öne sürdü, fakat bu kararın neden yalnızca kız öğrencileri kapsadığına dair bir açıklama yapılmadı. Bir gün sonra ise bambaşka bir açıklama yapıldı ve bu kararın koronavirüsün önlenmesine yönelik olduğu öne sürüldü. 

Sosyal medyada bu karara yönelik büyük bir tepki oluştu. Ülkenin pek çok yerinde bu karar şarkılarla protesto edildi. Kadınlar sosyal medyada #IAmMySong hashtag’ini kullanarak şarkı söylediği videoları paylaştı. Tüm bu tepkilerin sonunda Bakanlık, bunun bir hata olduğunu kabul ederek geri adım atmak zorunda kaldı. Bu kazanım, kadın mücadelesinin ve dayanışmanın önemini bir kez daha gösterdi. 

İstanbul Sözleşmesi protestoları

Uzun zamandır eşcinselliği özendirdiği, toplumun ahlakını bozduğu gibi gerekçelerle hedef haline getirilen İstanbul Sözleşmesi, Resmi Gazetede yayınlanan kararla feshedildi. Bu karar, kadınlar tarafından büyük bir öfkeyle karşılandı. Pek çok şehirde binlerce kadın ve LGBTİ+ “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz!” diyerek eylemlere katıldı. 

Sözleşmenin kaldırılmasına gerekçe olarak “eşcinselliği özendirmesinin” gösterilmesi, uzun zamandır hedef haline getirilen LGBTİ+ların da büyük tepkisine sebep oldu. Gerçekleştirilen eylemlerde gökkuşağı bayrakları, trans bayrakları, LGBTİ+ pankartları oldukça görünürdü. Eylemlerde “Susma haykır eşcinseller vardır!”, “Trans kadınlar kadındır!” gibi sloganlarla İstanbul Sözleşmesini savunan hareketin, LGBTİ+fobik “muhalefetin” aksine hükümetin ayrıştırıcı dilini ve politikalarını tanımadığını gözler önüne serdi. 

Yerellerde eylemler devam ederken Antikapitalist Kadınlar “Hayatlarımızı yok sayanlara karşı hayatı durduralım” diyerek bir bildiri yayınladı. Bu bildiride de ifade edildiği gibi, “Aşağıdan hareketi birleştirme yeteneğine sahip, taban inisiyatiflerine dayalı kitlesel bir mobilizasyonla bu saldırıyı durdurabilir, yeni kazanımların yolunu açabiliriz”. Bir grubun çıkarları uğruna milyonlarca kadın ve LGBTİ+nın güvencesi olan İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz! 

 



Bültene kayıt ol