Nepal'de, Arjantin'de, Venezuela'da on binlerce kadın sokaktaydı.
Nepal’de kadınlara yönelik seyahat yasağı protesto edildi
13 Şubat’ta Nepal’de yüzlerce kadın başkent Katmandu’da kadına yönelik şiddete ve kadınların seyahat hakkını ihlal eden yasa tasarısına karşı yürüdü. Göçmenlik Bakanlığının teklifine göre 40 yaşının altındaki kadınlar, ailelerinin ve yerel yönetimlerin izni olmaksızın Afrika ve Orta Doğu’ya seyahat edemeyecek.
Bu tasarı, kadınlar tarafından öfkeyle karşılandı ve yetişkin kadınları ailelerinin iznini almaya mecbur bırakan bu tekliflerin anayasaya aykırı olduğu söylendi. Eylemde kadınlar, kendilerini şiddetten koruyamayan ve cinsiyetçi politikalara önayak olan yöneticileri hedef alan sloganlar attı.
Aktivistlerden biri olan Hima Bista: “Ülkenin dört bir köşesinden sesler yükseldi, fakat duyan olmadı” diyerek kadınların seslerini duymayan otoriteleri eleştirdi.
Arjantin’de binlerce kadın sokaklardaydı
Arjantin’de 18 yaşındaki Ursula Bahillo’nun öldürülmesinin ardından 17 Şubat’ta binlerce kadın Buenos Aires sokaklarında döküldü. Arjantin Yüksek Mahkemesinin önünde toplanan kadınlar, kadın cinayetlerine karşı harekete geçilmesi için çağrı yaptı. Aralık ayında kürtajın yasallaştırılmasından beri Arjantin Yüksek Mahkemesi, böyle bir kalabalığa şahit olmamıştı.
Kadınları sokağa döken, Bahillo’nun öldürülmesi oldu. Fakat öfkelerinin bununla sınırlı kalmadığı açıktı. Kadınlar bu cinayeti, hükumetin kadınları korumaktaki yetersizliğini gözler önüne seren bir vaka olarak değerlendirdi.
Protestoculardan Costa, durumu şu şekilde özetliyor: “Bu vakalar her yerde. Hepimizin bunu yaşayan ya da yaşamış bir komşusu ya da bir tanıdığı var. Ama adalet sistemi bununla ilgili hiçbir şey yapmıyor”. Bir diğeri polise yapılan şikayetlerin hiçbir önlemi beraberinde getirmediğini vurguluyor. Protestocuların birleştiği nokta kadına yönelik şiddetle mücadelede yeterli önlemlerin alınmadığı ve kadınların göz göre göre ölüme gönderildiği.
Venezuela’da, artan kadın cinayetleri protesto edildi
Üç genç kadının öldürülmesinin ardından 27 Şubat’ta Acarigua’da yüzlerce kişi, kadın cinayetlerini protesto etmek için sokağa döküldü. Eylemcilerden “Adalet!” diye haykırışlar yükseldi.
Eylemcilerden biri Ariadna Gonzalez, “Hayatta kalmak, bir başarı olmamalı” şeklindeki pankartını taşırken bu cinayetlerin tüm kadınlarda bir korku yarattığını ifade etti.
Geçtiğimiz yıl Venezuela’da 256 kadının öldürüldüğü tahmin ediliyor. Bu sayı, bir önceki sene 167 idi. Üç genç kadının öldürülmesinin yarattığı öfkeyle başlayan protesto, aslında Covid-19 döneminde artan kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı da bir isyandı.
Covid-19 döneminde dünyanın pek çok yerinde kadına yönelik şiddet arttı. Buna karşılık kadınların öfkesi de günden güne büyüyor. Artan bu cinayetler, kadınların şikayetlerinin dikkate alınmamasının, görmezden gelinen şiddetin ve kadınların özgürlüğünü kısıtlayan politikaların bir ürünü. Hem Arjantin’de hem Venezuela’da gerçekleşen eylemlerde “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” yazılı pankartlar vardı. Hükumetler, ölen kadınları sayılardan ibaret görürken, yanıltıcı verilerle kadına yönelik şiddeti bitirdiklerini iddia ederken tüm dünyada kadınlar, bir kişi daha eksilmeyene dek şiddetle mücadele etmeye ve görevini yerine getirmeyen yetkilileri rahatsız etmeye kararlı.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.