Elvan Gıda'da örgütlenme çalışması yapan Gıda-İş sendikası uzmanları, Aile Mahkemesi'nin fabrikadan uzaklaştırma kararı ile karşılaştı. T24'e konuşan Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası Örgütlenme Uzmanı Ercan Doğru, sendikalaşma mücadelesi sırasında yaşadıklarını anlattı:
‘’Elvan Gıda isimli iş yerinde 3.5 ay önce sendikal çalışmalar yapmaya başladık. Bu Elvan Gıda’nın Eskişehir’de bir, Sakarya’da bir İstanbul Küçükçekmece ve Yenibosna’da iki fabrikası var. Toplam 3 bin işçi çalışıyor. Biz bu iş yerinde işçilerin Anayasal hakkı olan örgütlenme hakkını engelleyen bir iş veren ile karşılaştık. Aynı bütün iş yerlerinde örgütlenmeye başladık. Geçtiğimiz Mart aylarının sonlarında, İstanbul Küçükçekmece’deki fabrikada ben megafonla konuşurken, orada bir takım itişme kakışma yaşandı. Bize saldırdılar. O sırada tanımadığımız bir vatandaş bize çok ağır küfürler etmeye başladı. Bizi bir 10-15 metre dışarıya attılar.
Sonradan öğrendik ki bu kişi işyeri sahibi Osman Kadiroğlu’ymuş. Polis geldi. Olay savcılığa intikal etti. Savcılık görüntüleri aldı. Bize saldıran, bize küfür edenin bu işyerinin sahibi olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle savcı, işçilerin sendikal hakkını engellemekten dolayı işverene ve iki güvenlik görevlisine dava açtı. Bu da Türkiye’de ender görülen bir durumdu. Yargı kolay kolay fabrika sahiplerine dava açmazdı. Genelde fabrika müdürüne, insan kaynaklarına vs. dava açılırdı.
Bu süreçten sonra fabrika patronu beni ve iki arkadaşımı fabrikada örgütlenmeden uzaklaştırmak için Bakırköy 1. Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Sendikal konularla ilgili olmayan bir mahkeme burası. 1. Mahkeme ‘bu bizim konumuz değil’ diyerek davayı reddediyor. Ya asliye ceza ya da iş mahkemesine dava açılması gerektiği vurgulanıyor. Oradan o yanıtı alınca 2. Aile Mahkemesi’ne gidiyorlar. 2. Aile Mahkemesi Hakimi nasıl oluyorsa böyle bir karar alıyor. Benim, Şeker-iş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Murat Taşlıyurt ve bir diğer örgütlenme uzmanı Sevil Doğan’ın iş yerinden uzaklaştırılması kararı alınıyor.
Yani işçi ile iş veren arasında bir sataşma olabilir fakat bunun yeri aile mahkemesi değildir. Nasıl böyle bir kararı almış, aldırmış anlayamadık. Bu karar 5 Haziran’da alındı. Aile mahkemesinden böyle bir karar alınması Türkiye’de bir hukuk skandalıdır. Böylece sendikaların önündeki örgütlenme engellerine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Biz böyle bir kararı asla tanımıyoruz. Biz karara itiraz ettik. Ayrıca hakim hakkında da dava açtık.
Bu kararda hakim kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı bir karar vermiştir. Bu ülkede hukuk varsa, Hakimler Yüksek Kurulu ya da Adalet Bakanlığı o hakimi derhal görevden el çektirir. Bu alına karar sonrası beni bazı ceza hukukçusu profesörler aradı. Alınan kararın akla ziyan olduğunu söyledi. Elbette biz de üzülüyoruz. Hukuk devletinde bir hakim neyin kitabına bunu uyduruyor anlamış değiliz.”