Kadıköy Belediyesi işçisi Hakan Dinç:
Biz Kadıköy Belediyesi’nde çalışan DİSK/Genel-İş sendikasında örgütlü işçi temsilcileriyiz. Sendikamızın imza attığı yüzde 8’lik artışlı ücretlerimizin yüzde 114 enflasyon karşısındaki erimesi karşısında ek protokol talep ettik.
Genel-İş sendikası bir sonraki toplu iş sözleşmesi sürecine kadar beklememizi söyledi. DİSK’in 16 Şubat’ta Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlediği eylemde ek protokol talebimizi alana taşıdık. Bize bir sonraki TİS’e kadar dişimizi sıkmamızı söyleyen sendikamızı ve bu haklı talebimizi görmezden gelen DİSK’i eleştirdiğimiz için 18 Şubat günü bir WhatsApp mesajıyla, hiçbir gerekçe gösterilmeden işyeri temsilciliği görevimizden alındık. Hâlâ hiçbir açıklama yapılmamakla birlikte dokuz işyeri temsilcisi arkadaşımızın yanı sıra eyleme katılan 16 işçi hakkında da disiplin soruşturması açılacağı ve sendikadan ihraçlar yapılacağı söyleniyor. Bu, işçinin iradesini gasp etmekten, tabanın taleplerine kulak tıkamaktan başka bir şey değildir.
Eleştiriye tahammülsüzlük, muhalif sesleri susturmak, düşmanlaştırmak, tepeden inme bir şekilde tasfiye etmek iktidarın yöntemidir. Kendine “sol, sosyalist” diyen bir örgüt için ise utanç vesikasıdır. Biz birbirine yoldaşlık bağıyla bağlı, ücretlerin iyileştirilmesiyle yetinmeyip sendika içi demokrasi ve toplumsal cinsiyet eşitliği için çaba gösteren işçi temsilcileriyiz. Yaklaşan TİS öncesi yapacak çok işimiz var, bu nedenle bir an önce görevlerimize iade edilmek istiyoruz.
Aile hekimi Dr. Ayfer:
Öncelikli talebim toplum sağlığının korunması için aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesi. Bunun dışında Covid-19 meslek hastalığı sayılmalıdır. Sağlıkta caydırıcı bir şiddet yasası çıkartılmalıdır. Sağlık çalışanlarının ücretlerinde en az yüzde 150’lik bir iyileştirme yapılmalıdır, aksi takdirde yurt dışına göç engellenemiyor.
Biz uzun yıllardır hakkımızda bir yönetmelik bekliyorduk. 30 Haziran 2021’de Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği çıkarıldı. Ancak bu, ‘ceza’ yönetmeliği oldu. Aile hekimleri iki yıllık sözleşme döneminde, mazeretli bile olsa beş kez nöbete gitmezse sözleşmesi feshedilecek. Ayrıca aile hekimlerinin sözleşmelerinin uzatılıp uzatılmayacağına il sağlık müdürlüğünün kurduğu komisyonlarca karar verilecek.
Bu uygulama, kötü niyetli yöneticilerin elinde mobbinge yol açıyor. Devletin aile sağlık merkezlerine yaptığı cari gider ödemeleri enflasyonun altında ezildi. Bu yüzden aile sağlık merkezlerinde yardımcı personel olarak çalışan 15-20 bin kişi işsiz kalabilir.
Sağlıkta etkin bir şiddet yasası çıkarılmalıdır. Her gün aile sağlığı merkezleri ve Türkiye’nin dört bir yanından şiddet haberleri geliyor. Saldırganlara mevcut yasa maddeleriyle hiçbir şey yapılamıyor. Ya serbest bırakılıyorlar ya da belli bir süre sonra çok az ceza alıyorlar. Sağlık Bakanlığı bu şikâyetleri duymuyor. Bu yüzden grev kararı aldık.