1960'larda, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de bir yandan öğrenci hareketi yükselirken işçi sınıfı da tarih sahnesine çıkıyordu. Bunun en net göstergesi ise işçilerin 15-16 Haziran 1970'te gerçekleştirdiği direniştir. 1968'deki radikalizm, işçi sınıfı saflarında da karşılığını bulmuştu.
10 Haziran 1968'de DTCF'de başlayan, Ankara'da ve İstanbul'da hızla okul işgallerine dönüşen boykot, dönemin Adalet Partisi hükümetinin saldırısına uğrarken, DİSK'e bağlı Lastik-İş'in tanınmaması üzerine Derby fabrikasındaki işçiler fabrikalarını işgal ettiler ve direniş kazandı. Bunun ardından fabrika işgalleri hız kazanmaya başladı. 1970'e gelindiğinde yüze yakın fabrikada işgal vardı. 1967-1971 arasında 390 fabrika ve işyerinde 70 bin işçi grev yapmış, 172 fabrika ve iş yerinde grevler yaşanmış, 372 iş yeri ve fabrikada işçiler polis ya da askerle çatışmaya girmiştir.
1960'ların başında kurulan DİSK dönemin radikalleşen işçi hareketi içinde etkili olmuştur. 1963'te yasalaşan grev, toplu sözleşme ve sendika yasasında yapılması öngörülen değişiklikler 15-16 Haziran 1970'te işçilerin İstanbul'u iki günlüğüne işgal etmesine yol açmıştır. Yasanın 5.maddesinde yapılan değişiklikte işçinin sendikaya üye olabilmesi için işçinin bireysel başvurusu yeterli görülmeyip, üyeliğin gerçekleşmesi, sendikanın yetkili organının onayına bırakılıyordu. Bununla birlikte üyelikten ayrılma işlemlerinin de noter kanalından geçmesi öngörülüyordu. Yasa tasarısında işçilerin sendikalara üyeliğinin yanında sendikaların, federasyonların ve konfederasyonların kurulmasına ilişkin değişiklikler de önerilmiştir. Sendikaların kurulması aşamasında aynı işkolundaki sigortalı işçilerin 1/3'ünün üyeliği, federasyonların kurulmasında aynı işkolunda kurulmuş en az iki sendikanın kararı ve o işkolundaki sigortali işçilerin en az 1/3'ünün üyeliği, konfederasyonların kurulması için de sendikaların en az 1/3'ünün kararı ve Türkiye'deki sendikalı işçilerin 1/3'ünün üyeliği öngörülüyordu. Yasada ayrıca, sendika kuracak işçilerin o işkolunda fiilen en az üç yıl çalışmış olması koşulu da yer alıyordu.
Bunun üzerine fabrikalarından çıkan işçiler "Anayasa Çiğnenemez!", "DiSK Kapatılamaz!" sloganları ile İstanbul'un dört bir yanında sokaklara dökülmüş, Kadıköy'de polis işçilere ateş açarak üç kişiyi öldürmüştür.
16 Haziran'da sıkıyönetim ilan edilip, sendika liderleri tutuklansa da 15-16 Haziran direnişi, Türkiye'de işçi sınıfı hareketinin neler başarabileceğini gösteren ilk büyük hareket oldu.