Soma katliamının sorumluları yargılanmadı

12.05.2021 - 14:33

301 maden işçisinin su basması ve çıkan yangın sonrası yaşanan ihmaller nedeniyle toprak altında hayatını kaybettiği Soma faciasının üzerinden 7 yıl geçti. 13 Mayıs 2014'te meydana gelen maden faciası için pandemi nedeniyle sessiz bir anma yapılıyor.

Soma cinayeti nasıl oldu?

Soma’da 2006 yılına kadar Türkiye Kömür İşletmelerine ait olan ocak, 2006 yılında ihaleyle Park Teknik’e verildi. Ancak Park Teknik, 2009 yılında “İleride telafisi mümkün olmayan olayların çıkma ve yangın ihtimaline karşı” ihaleyi geri vermek istedi. Riskli olan ocağın ihalesini TKİ bu defa Soma AŞ’ye verdi.

Devlet şirkete ocağı rödovans sistemiyle, yani ne kadar kömür çıkarsa çıksın hepsini alma garantisiyle verdi. Maden Mühendisleri Odası kaza ile ilgili hazırladığı raporda 2009 yılında 230 bin ton olan üretimin bir yılda 10 kat arttırılarak 2,6 milyon tona çıkarıldığını açıkladı. Maliyet düşürüldü. Soma AŞ Patronu Alp Gürkan da katliamdan önce yaptığı bir açıklamada, “Özel sektörün çalışma tarzıyla” üretim maliyetlerini 140 dolardan 23,8 dolara indirdiklerini anlattı. Katliamın ardından “özel sektörün” çalışma tarzı da ortaya saçıldı.

Madende dayıbaşı sistemi vardı

İşçi sayısı ve üretimin armasına rağmen ocaktaki havalandırma kapasitesi ve şartlarında bir değişiklik olmadı, hatta koşullar daha da ağırlaştı. İşçilere “hadi hadi” denilerek üretim baskısı yapıldığı ortaya çıktı. Şirketin “dayıbaşı” yöntemiyle taşeron işçi çalıştırdığı ortaya çıktı. Sisteme göre işçi yasal olarak ana işverene bağlı gözüküyor, ama fiilen patronu “dayıbaşı” oluyor. İşçinin işe devam edip etmemesinden, alacağı prime kadar her şeye “dayıbaşı” karar veriyor. Dayıbaşları işçiye tokat atacak kadar, işçi üzerinde baskı kurabiliyor.

Eğitimler 3 gün

İşe başlamadan önce işçilere yalnızca üç gün eğitim verildi. Bir kaza durumunda ne yapılacağı öğretilmedi. Yalnızca tehlike anında çıkışa yönelmeleri gerektiği söylendi. Bazı işçilere hiç eğitim verilmedi, sadece eğitim aldıklarına dair kâğıt imzalatıldı.

Katliamın olduğu gün hava sıcaklığı madende 46 dereceydi

Katliamdan 4-5 ay önce madende bir göçme yaşandı ve sıcaklık artışı başladı. Ocakta bariz bir şekilde sıcaklık artışı olduğunu söyleyen işçiler, bunu ilettiklerinde ‘Biz farkındayız’ denilerek terslendi. Sonradan bilirkişi raporlarında yer alan ifadelere göre, yer altındaki karbonmonoksit miktarını ölçen sensörler, faciayı aylar önceden haber verdi. 50 PPM’yi aşmaması gereken karbonmonoksit miktarı beş ay boyunca defalarca bu sınırı geçtiği ve hatta 500 PPM’ye kadar ulaştığı halde, sensörlerin uyarısına kulak asılmadı. 

Ayrıca oksijen miktarı da çok kez yüzde 19’un altına düşmesine rağmen maden boşaltılmadı. Gaz ölçümlerinden sorumlu teknik nezaretçiler 15 günde bir hazırladıkları onaylı deftere karbonmonoksit yükselişlerini geçirmedi. Öte yandan, madende 30 dereceyi aşmaması gereken kuru sıcaklık miktarı, faciadan önceki bir haftadan itibaren 46 dereceye kadar yükseldi. Katliamın olduğu gün de madendeki sıcaklık 46 dereceydi.

Dava süreci

Dava sürecinde patronun ihmalleri ve katliamın göz göre göre geldiği mahkeme tutanaklarına, bilirkişi raporlarına yansıdı. Ama patrona ve diğer sorumlulara ödül gibi cezalar verildi. Yetmedi sorumluluğu mahkeme tarafından tescillenmiş olan patron Can Gürkan 5 yıl sonra serbest bırakıldı. Kamu görevlilerin yargılanması engellendi, madenci ailelerinin avukatı ise tutuklandı. 

Soma Katliamı davasının 11 Temmuz 2018 günü görülen karar duruşmasında Mahkeme maden Patronu Sanık Can Gürkan’a, taksirle öldürme suçundan 15 yıl hapis ve 3 yıl maden işletme işinden men cezası verdi. Sanıklar Genel Müdür Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı, Ertan Ersoy, Memet Ali Günay Çelik, Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Hilmi Karakoç, Hüseyin Alkan, Mehmet Erez, Haluk Evinç, Fuat Ünal Aydın, Murat Bodur hakkında ise 7 yıl ile 22 yıl arası hapis cezaları verildi.

Yargıtay Eylül 2020’de sanıklara verilen cezaları yetersiz buldu, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu. Tutuksuz yargılanan Can Gürkan ile tutuklu yargılanan Ramazan Doğru, Akın Çelik ve İsmail Adalı’ya “olası kast ile 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama” suçundan ceza verilmesi gerektiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etti. Bu itiraz üzerine Yargıtay, Şubat 2021’de kendi kararını değiştirdi. Yeni kararda, Can Gürkan’ın daha düşük bir suç olan “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan cezalandırılmasını istedi, diğer sanıklar hakkında verilen cezaları ise onayladı.

Bu karar değişikliği, Yargıtay 12. Ceza Dairesi heyetinin 5 üyesinden 3’ünün değiştirilmesinin ardından yapıldı. 12. Ceza Dairesi’ne yeni atanan eski Adalet Bakanı ve Müsteşarı Kenan İpek, eski HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu ve eski Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Mustafa Yapıcı, kararın değiştirilmesi yönünde oy kullandı. Böylece yeni heyet, ikiye karşı üç oyla 3,5 ay önce kendi aldığı kararı bozdu ve katliam sanıklarının serbest kalmasını sağladı.

Davanın seyri

• 13 Mayıs 2014’te Manisa’da faaliyet gösteren Soma Holding’e bağlı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği maden ocağında 301 madenci yaşamını yitirdi.

• Katliamın ardından patron Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik’in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı.

• 25 Aralık 2015 günü görülen 5. duruşmada 8 tutukludan ikisi tahliye edildi.

• 11 Temmuz 2018 günü karar duruşmasında maden sahibi Can Gürkan 15 yıl, genel müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, işletme müdürü Akın Çelik 18 yıl 6 ay, teknik müdür İsmail Adalı 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 

• Can Gürkan 18 Nisan 2019’da tahliye edildi.

• Diğer tutuklular pandemi nedeniyle çıkarılan infaz yasasından yararlanarak Nisan 2020’de serbest kaldılar.



Bültene kayıt ol