Cumhurbaşkanı Erdoğan süslü sözlerle yeni yüzyıla dair yeni bir vizyonmuş gibi bir dizi hedeften söz etse de gerçeklerin b anlatılanlarla uzaktan yakından ilgisi yok. Türkiye tüm insan hakları endekslerinde sürekli irtifa kaybediyor. Türkiye’de büyüyen tek şey devletin vatandaşa gösterdiği sopa ve tehditler.
Türkiye’deki tutuklu sayısı da bunun bir örneği.
Mayıs ayında teyit.org’da yayınlanan bir haber Türkiye’nin “İki farklı ölçekte Türkiye’de tutuklu ve hükümlü statüsündekilerin sayısına baktığımızda ilk sıralarda olduğunu görüyoruz. Türkiye Avrupa Konseyi ülkeleri arasında en çok tutuklu ve hükümlüye sahip ikinci ülke (SPACE 1 raporu, sf. 32) iken, küresel sıralamada da altıncı.” diyordu.
Ekim ayında aynı konuda yayınlanan bir başka haberse durumun vahametini gösteriyor. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) ‘2021 Yılı Türkiye Hak İhlalleri’ raporuna göre cezaevindeki tutuklu sayısı 326 bin 243’e çıktı. Ayrıca gözaltında, sokakta, cezaevinde işkence ve kötü muameleye uğrayanların sayısı 5 bin 488 oldu.
Son olarak yayınlanan bir başka rapor cezaevlerinde kalanların sayısının 20 kentin nüfusunu geride bıraktığını gösteriyor.
İktidarın yeni cezaevleri inşaatını önüne koyması ise yeni Türkiye yüzyılının yoksullar ve dışlananlar açısından çok olumlu olmadığının bir kanıtı.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.