İşyerinde her türlü şiddete hayır!

25.11.2020 - 10:07

"#MeToo hareketi ve her 25 Kasım’da sokağa dökülen kadınlar tacize karşı birleşen kadınların mücadelesine güzel bir örnek." Dila Ak yazdı.

Kadınlar hayatlarının her noktasında tacize, baskıya ve şiddete maruz kalıyorlar. Kadın cinayetlerine her gün bir yenisi eklenirken, faillere caydırıcı cezalar verilmiyor, iyi hal indirimleri uygulanıyor ya da bizzat korunuyorlar. Kadınlar fiziksel şiddetin yanı sıra, psikolojik, ekonomik, sözel şiddete de maruz kalıyor, iş yerlerinde tacize uğruyor ya da kendilerine mobbing (psikolojik şiddet) uygulanıyor.

Üstelik tüm bu taciz ve şiddetin sonucunda yine suçlanan kadın oluyor. Oysa Borçlar Kanunu 417. maddeye göre işveren, işçinin kişiliğini korumak ve işyerinde dürüstlük ilkesi gereği düzeni sağlamak zorunda. "İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür" Buna ek olarak Türk Ceza Kanunu'da düzenlemeler yapılmış, ayrıca 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin II/b (İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa) ve d (İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa) bentleri işçi açısından haklı fesih sebebi, 25/II-c (İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması) maddesi ise işveren açısından haklı fesih sebebi olarak düzenlemiştir. Aksi durumlarda atılan adımlar yasaya aykırıdır. Tacize uğrayan işçi, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na şikayette bulunabilir. 

Fakat tüm bu yasal düzenlemelere rağmen, gerçekte yaşananlar kadının işini bırakmak zorunda kaldığı, hakkını alamadığı, bastırıldığı ya da olayları abarttığının söylendiği durumlarla sonuçlanıyor. Tıpkı yakın zamanda, üniversite öğrencisi bir kadının, çalıştığı lokantada aşçının tacizine maruz kaldığını işvereni ile paylaşması üzerine, "rahatsız oluyorsan işten çık" tepkisi ile karşılaşması gibi. Üstelik hakkını aramak için polise giden kadın, faillerin gözaltına dile alınmadığını, ifadelerinin ise işyerinde alındığını belirtiyor.

Olayın bir de psikolojik şiddet boyutu var. Kadınlar erkekler ile aynı tepkileri verseler bile “histerik, duygusal, suratsız” gibi etiketlemelere maruz kalıyor, bu yönde baskılanıyor. Mobbing ayrıca işveren tarafından daha çok çalıştırılmak ya da istifasını vermesi için bir yıldırma politikası olarak da özellikle kadınlar üzerinde kullanılıyor.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)'in “İşyerinde Kadın Emekçilerin Temel Sorunları Araştırması” isimli anketine göre, 62 ilden 84 farklı meslek grubundan katılan 1792 kadının %92'si  işyerinde en az bir haksız duruma yani şiddete uğradığını söylüyor. Mobbing ve yasal hakların kullanılmasının engellenmesi ise büyük bir sorun. Üstelik bu durum sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil. Kadınlar dünyanın her yerinde tacize veya mobbinge maruz kalıyorlar.

Her ne kadar taciz veya mobbing karşısında ses çıkarmak isteyen kadınlar, işveren tarafından kovulmak ile tehdit edilerek baskılanmaya çalışılsa da, susmayan ve bununla mücadele eden kadınlar var. Üstelik taciz veya mobbing ifşa etmenin arkasından gelen suçlamalarla mücadele etmek, olayın kendisi kadar zorlu bir süreç olmasına rağmen. #MeToo hareketi ve her 25 Kasım’da sokağa dökülen kadınlar tacize karşı birleşen kadınların mücadelesine güzel bir örnek.

İşyerlerinde taciz, mobbing ve diğer şiddet türleriyle karşılaşan kadınların yapması gereken tüm işçilerle birlikte işyerinde mücadele etmektir. İşyerlerindeki şiddete karşı işçiler arası dayanışma son derece önemli. İşyerlerinde şiddete karşı neler yapılabilir konuşulmalı, tartışılmalı. Konu sürekli gündemde tutulursa şiddete karşı mücadelede kadınlar kendilerini daha rahat his ederler. Sendikaların bu konuda işyeri eğitimleri yapmaları gerekir.  İşyerinde birine şiddet uygulandığında çalışan herkesten destek istenmeli. Şiddete uğraya kendini yalnız his etmemeli. Sendikalar gerekli kanunların çıkarılması için çaba sarf etmeli. Davalar hep birlikte takip edilmeli. Şiddeti birleşirsek engelleyebiliriz.

Dila Ak

(Dosya) Özgürlük istiyoruz



Bültene kayıt ol