“Avrupa Kalesi”nin, gaddar politikacıların ve göçmenlere karşı savaşın daha fazla kurbanı var.
Kurtarma ekipleri Perşembe günü Batı Afrika'da, Yeşil Burun açıklarında göçmenleri taşıyan bir tekne buldu. En az 63 kişinin hayatını kaybetmiş olmasından korkuluyor.
Bir ayı aşkın süredir denizde olan teknede bulunanların neredeyse tamamı Senegalli. İspanya egemenliğinde olması nedeniyle Avrupa Birliği'ne giden bir yol olan Kanarya Adaları'na gidiyorlardı.
İspanyol bir balıkçı teknesi Pazartesi günü sürüklenen tekne hakkında yetkilileri uyardı. Hayatta kalanlara göre gemi, 10 Temmuz'da Senegal'deki balıkçı köyü Fasse Boye'den 101 kişiyle ayrıldı.
Köyün muhtarı Moda Samb, AFP haber ajansına, gemidekilerin neredeyse tamamının bölgede büyüdüğünü ve bazı ailelerin hayatta kalanlar arasında yakınlarının olup olmadığını öğrenmek için hala beklediklerini söyledi.
İspanyol kampanya grubu Walking Borders, Fasse Boye'deki ailelerin, teknedeki sevdiklerinden on gün haber alamayınca, 20 Temmuz'da kendileriyle temasa geçtiğini söyledi. Grup durumu yetkililere bildirdi ama insanları kurtaracak hiçbir şey yapılmadı.
Gecikme muhtemelen ölü sayısını arttırdı. Walking Borders, "Göçmenleri ölüme terk etme politikası politikası, sınır yönetiminin merkezinde yer alıyor" diyor.
“Ölüm oranlarının en yüksek olduğu rota olmasına rağmen Kanarya Adaları'na giden rota giderek daha yoğun hale geliyor. Akdeniz'den geçen rotalardaki askeri kontroller nedeniyle insanlar tehlikeyi göze alıyor.”
2020 ile 2023 arasında Kanarya Adaları'na en az 67.000 kişi geldi. Aynı dönemde resmi kayıtlara göre, 2.500'den çok göçmen hayatını kaybetti. Gerçek rakam çok daha yüksek olmalı.
Muhafazakarlar gibi Avrupa Birliği hükümetleri de göçmenlere yönelik saldırılarını artırıyor.
Seçime gitmekte olan Polonya başbakanı Mateusz Morawiecki, "Avrupa bürokrasisinin dayattığı zorunlu yerleştirme mekanizması kapsamında Orta Doğu ve Afrika'dan binlerce yasadışı göçmenin kabul edilmesini destekliyor musunuz?" sorusuyla referandum yapmak istiyor.
Morawiecki, ülkedeki parlamento seçimlerinin yanı sıra 15 Ekim'de yapılacak oylama planını yeni bir videoyla duyurdu. Video, Batı Avrupa'da yanan araba sahneleri ve diğer sokak şiddet olaylarını içeriyor. Ayrıca, siyahi bir adamın açık bir suç işleme beklentisiyle büyük bir bıçağı yaladığı görülüyor.
Morawiecki'nin parti lideri Jaroslaw Kaczynski, “bunun Polonya'da da olmasını istiyor musunuz? Kendi ülkenizin efendisi olmayı bırakmak istiyor musunuz?” diyor.
Ancak insanlar yoksulluktan, çevresel çöküşten ve devlet baskısından kaçmak için Avrupa'ya gelmeye çalışmaya devam edecekler. Nijer'deki emperyalist kaynaklı savaş çığırtkanlığı, insanların güvenlik ve daha iyi bir yaşam arayışı için başka bir neden olacak.
Uluslararası Göç Örgütü sözcüsü Safa Msehli, göç için güvenli yolların "son derece yetersiz" olduğunu ve bu durumun "kaçakçılara ve insan tacirlerine alan açtığını" söylüyor.
(Socialist Worker, Çeviri: Ali Baydaş)
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.