DSİP’in Yunanistan’daki kardeş örgütü Sosyalist İşçi Partisi’nden (SEK) Panos Garganas, Yunanistan’da 14 Aralık’ta gerçekleşecek genel grevin sebeplerini anlatıyor.
Yunanistan’daki sendikalar, parlamentonun gelecek yılın bütçesini görüşeceği 14 Aralık Perşembe günü için genel grev çağrısı yaptılar. Bütçe rezalet, bugüne kadar hâli hazırda uygulanmış olan kesintilerin üstüne harcamaları 2 milyar pound kısarken, vergileri de 2 milyar pound arttırıyor.
Bu, sağlık hizmetlerinin fonlarını bir kerede yüzde 28 oranında kesmek anlamına geliyor. Aynı zamanda Atina metrosu da yüzde 32’lik bir kesintiyle karşı karşıya.
Yunanistan’ın sol parti Syriza tarafından yönetilen hükümeti, Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu ile imzalanan bir kurtarma anlaşmasını uyguluyor.
Troyka olarak bilinen bu üç kurum, Yunanistan hükümetinin, gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 3,5’luk bir faiz dışı açık seviyesine ulaşması gerektiğini söylüyorlar.
Bu, vergi gelirleriyle harcamalarının arasındaki farkın, tüm ekonominin otuzda biri ölçeğine kadar yükselmesi gerektiği anlamına geliyor.
Krizden önce Yunanistan hükümetinin yüzde 11 açığı vardı, yani o günden bugüne bütün ekonominin yüzde 15’ine denk bir miktar çekip alındı.
Bunların acısı eğitimden, sağlık hizmetlerinden, kamu sektöründeki ücretler, sosyal yardımlar ve emekli maaşlarından çıkarıldı. Bunların hiçbiri Yunanistan’daki borcun ortaya çıkışından sorumlu değildi.
Bizlere “Yunanların” çok harcadığı ve şimdi geri ödemek zorunda oldukları anlatıldı. Ancak bütün Yunanlar aynı değil. Uluslararası finans pazarları sayesinde, aşırı harcama yapanlar zenginler ve bankalardı, şimdi hesabı ödeyenler ise geri kalan insanlar.
Tüm bunların üstüne, bir de bu ay içinde Attika bölgesini vuran seller, Atina’nın batısında bir işçi sınıfı bölgesinde 23 kişiyi öldürdü.
Bu ölümler engellenebilirdi. Herkes, sellerin bu kadar kötü olmasının sebebinin, sular için bir çıkış ağzı sağlamak üzere altyapıya hiçbir para harcanmamış olması olduğundan emin. Dolayısıyla insanlar, bütçede daha büyük felaketlerin önlenmesi için altyapıya daha fazla yatırım yapılacağını beklemiş olabilirler. Ancak böyle bir olasılık yok çünkü onlar bütçe açığını istenen seviyede tutma peşinde koşarak harcamaları kısıyorlar.
Böyle bir olayın üzerine daha fazla kemer sıkma politikası koymak bir provokasyondur. Yerel sendikaların grev çağrısı yapmalarını zorlaştıran yeni bir yasa yapma planları da öyle… Bu tür önlemler kurtarma anlaşması tarafından talep ediliyor ve grevin kısmi amaçlarından biri de bu önlemlerin parlamentoya gelmesini engellemek.
Syriza iktidara geldiği günden bu yana hızla sağa kaydı. En güncel skandalı Suudi Arabistan’a silah satma hamleleri ile ilgili. Öfke o kadar büyük ki, Syriza ile bağlantılı sendikacılar grevlere karşı çıkamadılar, sadece erteleme taktikleri ve benzerlerini uygulayabildiler. Şimdi, sendika liderlikleri eyleme geçmeye zorlandı çünkü bir karşı atak var.
Kamu sektöründeki işçiler, yeni kadrolu işlerin hükümet tarafından yasaklanmasına karşı mücadele ediyor. Birkaç yıldır kamu sektörü sadece sözleşmeli geçici işçileri işe alıyor. Hükümet için bu “işsizliğin geri dönüşümü”nün bir yolu, bazı kişileri bazı zamanlar işe alıyorlar. Ancak bu ne işçiler için ne de kamu hizmetlerine bel bağlamak zorunda olanlar için yeterince iyi.
Yunanistan’nın her yanından hastane işçileri, Çarşamba günü, sözleşmeli işçilerin kovulmasına karşı greve çıktı. Aynı zamanda geçen hafta da greve çıktılar ve benzer eylemler belediye işçileri tarafından da yapıldı.
Kurtarma anlaşması, kârlı olmak için gereken kesintileri yapmaması durumunda, devlet tarafından işletilen tüm işletmeleri özelleştirme ile tehdit ediyor. Atina’daki metro işçileri bu şantaja karşı grev yaptılar. Bir de emeklilerin eylemleri ve emeklilik planını uygulamaktan vazgeçme planları yapan Merkez Bankası’na karşı iki günlük grevleri gerçekleşti.
Yani bir genel greve dönüşmeye doğru giden pek çok akıntı var ve başarılı bir genel grev hepsinin basıncını arttıracak, her sektörde mücadele eden işçilere yalnız olmadıklarını gösterecek.
Panos Garganas
(Socialist Worker’dan çeviren Can Irmak Özinanır)