İsrail, Gazze ve Batı Şeria'ya terör saçıyor

21.01.2024 - 13:23

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in “iki devletli çözüme” asla izin vermeyeceği gerçeğini ortaya koydu.

Kendisi, "Gelecekteki herhangi bir düzenlemede İsrail'in, Ürdün Nehri'nin batısındaki tüm toprakların güvenlik kontrolüne ihtiyacı var" dedi.

Sözleri, Beyaz Saray'ın İsrail'in iki devletli çözüme ulaşmak için çalışması gerektiğine dair güvencelerinin yalan olduğunu ortaya koyuyor. ABD'nin bunları yapmasının tek nedeni, Filistin'e verilen desteğin Ortadoğu'da kendi çıkarlarını tehdit eden daha geniş bir isyanı tetiklemesinden korkması.

Netanyahu'nun sözleri, İsrail devletinin Gazze'deki Filistinlileri katlettiği ve Batı Şeria'ya terör yaydığı bir dönemde geldi.

Birleşmiş Milletler'in yeni raporuna göre Gazze'deki Filistinliler şu anda dünya çapında kıtlık veya felaket düzeyinde açlık çeken insanların yüzde 80'ini oluşturuyor. Gazze'deki herkesin en azından aç olduğu, nüfusun dörtte birinin şu anda açlıktan öldüğü ya da yeterli yiyecek alamadığı söyleniyor.

BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, açlık riskiyle karşı karşıya olan 400 bin Filistinlinin "sadece kıtlık riski altında değil, aslında kıtlık içinde" olduğunu vurguladı. Gazze'de beş yaşın altındaki yaklaşık 335 bin çocuğun tamamı, büyümelerini engelleyebilecek ciddi yetersiz beslenme riskiyle karşı karşıya.

Yardımın sınırı geçerek Gazze'ye geçişini engellemeye çalışan İsrail devleti bu durumu planladı.

İsrail devleti planlanan teslimatların yalnızca yüzde 21'ine izin verdi. Gıda ve diğer malzemeleri içeren 24 teslimattan yalnızca beşi Gazze'nin kuzeyindeki varış noktalarına ulaşabildi.

BM, yardım kamyonlarına yönelik yavaş inceleme sürecinin ve İsrail'in sınır geçişlerini açma konusundaki isteksizliğinin krizi daha da kötüleştirdiğini söyledi.

Bir milyondan fazla Filistinli, İsrail'in bombalarından kaçmayı deneyerek Refah şehrine kaçtı. Bu kadar çok insan bölgeye akın etmek zorunda kalırken, BM'nin insanlara vereceği çadırlar hızla tükendi.

Artık çoğu kişi ellerine geçen her türlü malzemeden çadır yapmak zorunda kalıyor. Salam Al-Sinwar ailesiyle birlikte Refah'a kaçtı. Kendilerine çadır verilmeden önce üç gün boyunca sokakta uyumaya zorlandıklarını söyledi:

"Refeh'e vardığımızda biri bize bu çadırı getirene kadar üç gün sokaklarda kaldık.

“Burada kumun altından çıkan böcekler var ve hava dondurucu soğuk. Yetişkinler bu havayla, özellikle de geceleri baş edemiyor; peki çocuklar nasıl baş edebilir ki?

“Çocuklarım hasta. Her zaman üşüyorlar ve açlar. Yiyecek almaya paramız yetmiyor, bu yüzden yardım kamyonlarıyla yiyecek getirmelerini bekliyoruz. Yemek yemek, su içmek istemiyorum. Tek istediğim çocuklarım için yiyecek ve temiz su.”

Durum, İsrail'e ve onun Beyaz Saray ile Londra'daki emperyalist destekçilerine karşı harekete geçmenin gerekliliğini ortaya koyuyor.

---

'Asker ve yerleşimci korkusuyla yaşıyoruz'

Yasmeen, kocası ve iki küçük çocuğuyla birlikte Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki küçük bir köyde yaşıyor. Geçen yıl İsrail askerlerinin evine habersizce baskın yapmasının ardından hâlâ travma yaşıyorlar.

"İsrail askerleri gece yarısı evime girdi" dedi ve şöyle devam etti:

“Askerleri köpekleri ve silahlarıyla görür görmez çpcuklar çığlık atmaya ve ağlamaya başladı.

“Oğlum o geceden sonra hâlâ köpeklerden korkuyor ve artık bensiz uyumak istemiyor. Bebeklerimiz silah görmemeli. Oynuyor olmalılar.

“Görme engelliyim ve askerlere neden evime geliyorsunuz diye sordum. Biz nasıl bir tehdidiz?”

“Askerler baskınlarını, keskin nişancılı kişileri aradıklarını söyleyerek gerekçelendirdi. İsrail askerleri köyümüzde başkalarının da evlerine baskın yaptı, hatta insanların mobilyalarını bile yok ettiler.”

“Yerleşimcilerden gerçekten korkuyoruz. Köye geldiklerinde seni öldürmek istediklerini biliyorsun. Akşam 20:00'den sonra herkes evlerinin kapısını kilitliyor ve yerleşimcilerin gelip çocuklarını öldürmemesini umuyor.

Yasmeen, Batı Şeria'nın her yerinde Filistinlilerin yerleşimcilerden ve askerlerden gelecek saldırı korkusuyla yaşadığını da sözlerine ekledi: 

"Çocuklarıma ilaç ve bebek bezi almak için Ramallah'a gittim.

“Pazarda alışveriş yaparken İsrail askerleri üzerimize ateş açtı. Ölmekten korkmuyordum ama çocuklarımı bırakmaktan korkuyordum. Ben olmasaydım hayatlarının nasıl olacağını düşündüm.

“Benim hissettiklerimi hissetmelerini istemedim. Bir yerleşimci, babamı öldürdü. Onu kalbinden vurdu ve orada öldü. Onu kaybetmenin acısı beni hiç terk etmedi. Sanırım yaşadığım sürece de orada olacak.”

Ancak Yasmeen, İsrail saldırılarının direnişi artıracağını söylüyor: "İnsanları hayatları boyunca bir şişeye hapsederseniz, bir gün özgür olmaya çalışacaklardır."

Sophie Squire

(Socialist Worker)



Bültene kayıt ol