Enflasyon sınıf mücadelesidir

08.06.2022 - 11:29

Türkiye’de her şeyin fiyatının her saniye değiştiği günlerden geçiyoruz. TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon verileri yüzde 73,5 derken gerçek araştırmalar durumun yüzde 161 seviyelerinde olabileceğini gösteriyor. Fakat dünyada da durum farklı değil. Hem ABD’de hem Avrupa’nın gelişmiş kapitalist ekonomilerinde yüzde 8 ve üstü enflasyonlar görülmeye başlandı.

Burjuva iktisatçılar yeni bir “ücret fiyat sarmalı”na girilebileceğini söylüyor. Dünyanın birçok yerinde emekçiler için “hayat giderleri” tartışılıyor. ABD’de Wall Street Journal’da yayımlanan bir araştırmaya göre, halkın yüzde 83’ü ekonominin kötü veya “çok da iyi durumda olmadığını” düşünüyor. Bu 1972’den beri bu konuda görülen en düşük değer.

Pandemiyle birlikte sıradan insanların tükettikleri şeylerde değişimler görülmeye başlandı. Bu, bazı malların arzında çeşitli sorunları beraberinde getirdi. Çin ve Güney Kore gibi bazı ekonomilerin doğalgaz ithalatı yükselirken, Rusya ve Suudi Arabistan’ın domine ettiği OPEC+ ülkeleri petrol üretimini artırmayı reddettiler. Enerji fiyatlarında yaşanan dalgalanma Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle iyice körüklendi. Tüm dünyadaki buğday üretiminin %25’ini gerçekleştiren iki ülke arasındaki bu savaş gıda krizini de beraberinde getirdi. Finansal spekülasyonlar da enflasyonun artışına katkı sağlıyor. Zira tahıl üretimi son yıllarda az da olsa artış trendinde. Bu da enflasyon konusundaki ortodoks teoriyi yanlışlıyor. Ancak bu teori, merkez bankalarının faiz artırımına gitme yönündeki tepkilerini besliyor.

“Ücret fiyat sarmalı” korkusundan kasıt, hayat standartlarının düştüğü bu koşullarda, işçilerin daha yüksek ücretler için mücadeleye atılacağından duyulan korku. Patronlar böyle bir dönem görmek istemiyor. Zira işçi ücretleri yükselirse, patronların kârları düşer. Ve egemen sınıf, yeni bir resesyona yol açacak bile olsa, hayat standartlarına saldıracak şekilde hizmetlerin ve malların fiyatlarını artırmaya çalışır. Bu döngünün kendisi sınıf mücadelesinin bir alanıdır.

Enflasyonu işçiler değil, kaotik bir ekonomik sistem olan kapitalizmde egemen sınıfın ihtiyaçları ve yönelimleri yaratır. Bizim görevimiz ise bunun bir sınıf mücadelesi olduğunu hatırlamak ve emekçilerin aşağıdan mücadeleleriyle kendi sınıfımız lehine kazanımlar elde edeceğimiz dinamikleri yaratmaktır.

(Sosyalist İşçi) 



Bültene kayıt ol