Emperyalistler arasındaki çekişmeler yıkım, savaş ve yoksulluk getirir

02.03.2022 - 16:14

Savaş öyle berbat bir şeydir ki emperyalistler arasındaki çekişmeler ve savaşların mağduru her zaman, hangi tarafta yaşıyor olursa olsun işçilerdir. Ukrayna’da savaşı hazırlayan ve kışkırtanlar, dünyanın birçok ülkesinde kan ve gözyaşı akıtan emperyalist devletlerden başkası değil.

ABD’nin başını çektiği NATO, Doğu Avrupa’da yeni üsler kurdu. Silah ve asker yığınağı yaptı. Bu adımlar, Rusya için arayıp da bulamadığı fırsatı yarattı. Rusya, öte yandan da özellikle Suriye’de ve Libya’da askeri hegemonyasını kurarak ABD ile rekabetini şiddetlendiriyordu.

ABD tartışmasız dünyanın en büyük askeri ve ekonomik gücü. Emperyalist politikalarla dünyayı kontrol etmek istiyor. Washington’ın yaptırımlarla vurduğu Rusya, 20. yüzyılda olduğu gibi bir süper güç sayılmaz fakat dünyanın en tehlikeli emperyalist devletlerinden biri olduğuna da hiç kuşku yok. Üstelik Rus İmparatorluğu’nu diriltmek isteyen bir aşırı sağcı tarafından yönetiliyor. 

Biri Afganistan ve Irak işgallerinden, diğeri Suriye işgalinden ve eski Sovyet cumhuriyetlerindeki ayaklanmaları bastırmaktan gelen iki emperyalist devletin rekabeti, Ukrayna’yı bir savaş alanı haline getirdi.

NATO üyesi devletlerin Ukrayna’ya silah yığması ve Putin’in nükleer silah kullanma tehdidiyle birlikte Soğuk Savaş havası tüm dünyaya yayıldı.

Soğuk savaş dönemi

20. yüzyılda gerçekleşen iki dünya savaşı, emperyalist devletlerin dünya pazarını, kaynaklarını ve ticaret yollarını paylaşmak uğruna çıkardığı savaşlardı. Bu savaşlarda, emperyalist devletlerin rekabetinden dolayı milyonlarca kişi öldü.

II. Dünya Savaşı’nın ardından dünyaya barışın geldiği iddia edilse de savaşın galipleri ABD ile SSCB arasındaki rekabet Soğuk Savaş denilen dönemi başlattı. 

1947-1991 yılları arasında yaşanan Soğuk Savaş, ABD ve Rusya’nın nükleer silahlarla restleşmesine, milyonlarca insanın nükleer savaş tehdidi altında korkuyla yaşamasına sebep oldu. Birbirine saldıramayan iki emperyalist blok, çevre ülkelerde (Asya, Güney Amerika, Orta Doğu, Afrika) çeşitli gerilimleri kışkırtıp büyüterek, savaşa dönüştürerek karşı karşıya geldi.

1991 sonrası emperyalizm

O bloklardan biri olan Stalinist Rusya ve Doğu Bloku ekonomik rekabete dayanamayarak çöktü. 1991’de Soğuk Savaş biterken, iki emperyalist bloğa bölünmüş dünya sistemi de yerini çok kutupluluğa bıraktı. Bu yeni dönem insanlığın barışa ulaşacağına dair iyimser mesajlarla başlasa da bu kez Doğu Avrupa’da ve Orta Doğu’da yaşanan kanlı savaşlara, işgallere tanık olduk.

2008 küresel finans krizi sonrası dünyanın iki süper gücü ABD ve Çin arasında süregiden askeri rekabet iyice tırmandı. Azalan kâr oranları ve kaynaklar, Batı emperyalizmini kendi içinde de bölüp rekabete itti. Zayıflamış Rusya ise Putin’in demir yumruklu rejimiyle birlikte bu rekabetin taraflarından birine dönüştü.

Emperyalizme karşı mücadele

Bugün dünyayı Soğuk Savaş dönemi havasına sokanlar, on yıllardır çıkardıkları savaşlarla yıkım ve yoksulluk getiren emperyalist devletlerin ta kendileridir.

Emperyalist politikalar dediğimizde bizzat kapitalizmden bahsediyor oluruz. Bu yüzden emperyalizme karşı mücadele, kapitalizme karşı mücadeleden ayrılamaz. Savaşların ve işgallerin son bulması, dünyada kalıcı barışın sağlanmasının yolu, işçilerin bu emperyalist politikalara karşı yürüteceği mücadeleden geçiyor.

(Dosya) Savaşı durdurun



Bültene kayıt ol