Belarus, Ukrayna, Tayvan ve şimdi de Kazakistan
ABD uzun süredir gerçek rakip olarak Çin’i görüyor olmakla birlikte Çin ile yeni bir emperyalist kamp kurmakta olan Rusya kendi bölgesinde yayılmacı bir dış politika izliyor. Bu agresif dış politika yeni değil ama giderek daha da agresifleşiyor.
Rusya, 2008’de Gürcistan’daki halk isyanından sonra askeri olarak Gürcistan’a saldırmış ve fiilen Güney Osetya ile Abhazya’yı işgal etmişti. 2011’de tüm dünyayı saran ‘işgal et’ eylemleri sırasında da Ukrayna’daki Rus azınlığın silahlı isyanını destekleyerek Kırım’ı ilhak etmişti. Yine Suriye’deki rejime destek vererek bir iç savaş yaşanmasına neden olan ülkelerden birisi olmuştu.
Rusya, 2020 yılında tüm rakiplerini hapse atarak yeniden seçilen Belarus diktatörü Lukaşenko’yu halk isyanına karşı desteklemişti. Lukaşenko geçtiğimiz aylarda NATO’nun eski SSCB ülkelerine doğru genişlemesi durumunda Rusya’dan nükleer silah alabileceklerini açıkladı. Şubat ayında ise Rusya, Belarus ordusu birlikte ülkenin Ukrayna ve Litvanya sınırında askeri bir tatbikat yapacak.
İki emperyalist kampın arka arkaya gerçekleştirdiği askeri tatbikatlar yeni soğuk savaş denmesinin ana nedeni. Nisan ayında ABD, Ukrayna’ya destek olmak için Karadeniz’e iki savaş gemisi göndereceğini söylemiş ancak Rusya’nın sert tepki göstermesi üzerine vazgeçmişti. Ardından Haziran ayında Rusya Savunma Bakanlığı karasularını ihlal ettiği iddiasıyla İngiltere Kraliyet Donanması’na bağlı “HMS Defender” isimli İngiliz savaş gemisine uyarı ateşi açtı. Tehlikeli gerginlik Kırım’ın Rusya’ya ilhakını tanımayan İngiliz donanmasının Kırım’ın karasularına girmesi sonucu yaşanmıştı.
Haziran’da “Deniz Meltemi 2021” tatbikatı için 31 NATO ülkesi ve Ukrayna donanması Karadeniz’de bir araya gelmişti. Rusya, bu tatbikata provokasyon demişti. Eylül ayında ise ABD, Ukrayna’nın batısında Ukrayna ordusuyla birlikte bir tatbikat gerçekleştirmişti. Aynı günlerde yaklaşık 20 Rus savaş gemisi, Karadeniz’de hakiki mühimmat kullanılan geniş kapsamlı atış tatbikatı gerçekleştirdi.
Bu gelişmelerin ardından Temmuz’da bu sefer Güney Çin Denizi’nde benzer bir gerilim yaşandı. Çin, ABD savaş gemisini karasularını ihlal ettiği gerekçesiyle bölgeden uzaklaştırdığını açıkladı. Ağustos ayında Çin ve Rus ordusu Çin’in özerk Ningksia Huy bölgesinde 10 bin askerin katıldığı bir tatbikat gerçekleştirdi. Wall Street Journal bu tatbikatın şimdiye kadarki en kapsamlı tatbikat olduğu yorumunu yaptı. Buna göre, Rus-Çin ortak komuta ve kontrol düzenini kullanılan ilk tatbikattı bu ve iki ülke ABD’ye karşı muhtemel bir eylemde koordine yeteneğini artırmıştı. Ardından da Ekim ayında Rusya ve Çin, Japon Denizi’nde “Deniz Etkileşimi – 2021” ortak askeri tatbikatını gerçekleştirdi.
Hong Kong’un özerkliğini uluslararası anlaşmalara rağmen ihlal eden Çin Aralık ayı sonunda da açıkça Tayvan’ın Çin’e ait olduğunu söylemişti. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Çin’in tanımadığı Tayvan için “Tayvan kullanılacak bir piyon değil, nihayetinde eve dönecek bir gezgin. Çin’in yeniden birleşmesi gerekiyor ve kesinlikle birleşecek” dedi. Bu sözler, Biden’ın Tayvan’ı Çin’e karşı koruyacakları açıklamasının ardından gelmişti. Aynı haftalarda ABD, Ukrayna’yı da Rusya’ya karşı koruyacaklarını açıklamıştı.
Kazakistan’daki gelişmeleri bu kamplaşma arasındaki bir nokta olarak okumak gerekiyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ savaşı da yine bu kamplaşmanın bir yansıması. Bölgede Rusya etkisinden biraz uzaklaşan Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesini Azerbaycan’ın ele geçirmesinin ardından sınırına Rus askerlerinin konuşlanmasına izin vermek durumunda kalmıştı. Hatta kendisi de bir halk isyanı ile çürümüş SSCB’den kalma rejimi devirerek iktidar olmasına rağmen Paşinyan yönetimi, benzer bir isyanın yaşandığı Kazakistan’a asker göndererek Rusya ile birlikte Kazakistan’daki yozlaşmış rejimi desteklemek durumunda kaldı.
Tek yol mücadele
İklim krizi, pandemi, militarist gerilim, küresel enflasyon gibi küresel krizler tüm dünyayı felaketten felakete sürüklerken kapitalizme ve emperyalist rekabete karşı tek kozumuz küresel eylemler ve grevler. Rusya ve Çin gibi baskıcı rejimler dahi zaman zaman isyanlarla çalkalanıyor. Bu nedenle zaten fiziksel zor yöntemlerini çok sert bir biçimde kullanıyorlar. Birçok otoriter rejim Kazakistan’da olduğu gibi halk isyanlarıyla sarsılıyor. Sudan ve Myanmar’da darbecilere karşı mücadele sürüyor.
İngiltere iklim aktivistleri ve ırkçılık karşıtı hareketle baş etmekte zorlandığı için yeni bir polis yasası geçirmeye çalışıyor. Aktivistlerin “polis devleti” kurmakla suçladığı Boris Johnson yönetimi ise zor günler geçiriyor. Binlerce kişinin sokaklarda protesto ettiği yasa tasarısı Lordlar Kamarası’nda reddedilmiş durumda.
2022 yılı belli ki askeri kamplaşmanın yükseldiği bir yıl olacak. Ancak bu kamplaşmaya karşı küresel ortak felaketlerin altında ezilen yüz milyonlarca işçi de mücadeleye girecek kaçınılmaz olarak. Yine küresel iklim eylemleri, ırkçılığa karşı eylemler ve muhtemelen savaş karşıtı eylemler göreceğiz. Yapmamız gereken bu hareketleri büyütmek ve ortaklaştırmak.
Özdeş Özbay
(Sosyalist İşçi)