Deniz’in ölümü önlenebilirdi

Cihangir’de donarak ölen trans kadın Deniz’in ölümü İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında protesto edildi. “Deniz’in ölümü tek başına münferit bir trans ölümü değildir. Bizler sorumluları biliyoruz. Deniz’i öldüren şey, devletin sistematik yok sayışları, kronik hale gelmiş nefret siyasetidir” denildi.

İstanbul Trans Onur Haftası’nın düzenlediği basın açıklamasında ilk olarak LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar konuştu ve özetle şunları söyledi:

“Evsiz, sağlık sorunları yaşayan, yaşlanmış translar için ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne de bu alanda çalışan örgütler doğrudan bir çözüm üretiyor.

Translar ne bakım evlerinde ne sığınma evlerinde ne hastanelerde ne de sokaklarda varolabiliyor. Devlet ihtiyacı olan translara alan açmamakla kalmıyor, transların kendilerine açtıkları güvenli alanları, evleri yok ediyor. Trans kadınların evleri mühürleniyor. Kendi evlerine aylarca, yıllarca giremiyorlar. Yoksul ve sağlık sorunları olan translar ise daha da büyük zorluklarla karşılaşıyor. Bizler daha da yalnızlaştırılıyoruz.

Sistematik eşitsizliklere ve yoksulluğa karşı çözümleri de üretme sorumluluğu üstümüze bırakılıyor. Tekrarlıyoruz: Deniz’in ölümü sistematik ve politik süreçlerin bir sonucudur. Bu ülkede translar, en temel haklardan olan barınma ve sağlığa erişimden yoksun bırakılmaktadır.

Deniz’in ölümü tek başına münferit bir trans ölümü değildir. Bizler sorumluları biliyoruz. Deniz’i öldüren şey, devletin sistematik yok sayışları, kronik hale gelmiş nefret siyasetidir.

Türkiye, Kürdistan ve Suriye’de 6 Şubat’ta gerçekleşen depremde ihmal ve para hırsından ötürü ölen halkları anıyoruz; devletin afet yönetimindeki hazırlıksızlığını üzülerek takip ediyoruz. Yaralananlarla uzun süreli dayanışma göstereceğimizi duyuruyoruz.

Deprem insanları eşitlemiyor, aksine varolan eşitsizlikleri derinleştirip daha da görünür kılıyor. Depremden etkilenmiş transların özel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmadığını, HIV ile yaşayan LGBTİ+’ların ilaçlarına erişemediğini, hatta toplu çadır alanlarına alınmadığını biliyoruz. Afet ortamında LGBTİ+’ların sağlık ihtiyaçlarını kim karşılayacak?

LGBTİ+’lar için güvenli alanları kim nasıl kuracak? Hedef göstermelere karşı onları kim koruyacak? Bu soruları soruyoruz çünkü depremin daha da görünür kıldığı problemlerimiz hakkında endişeliyiz.”

Yoleri: Deniz’in sürecinin takipçisi olacağız

İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri basın toplantısında şunları söyledi:

“LGBTİ yurttaşlara yönelik çok sayıda başvuru geliyor. Bizler ayrımcı politikaların önlenmesini istiyoruz. “Herkes farklı eşit” sloganını yineliyoruz.

Ayrımcı politikaların sona erdirilmesi için mücadele edeceğiz. Daha fazla dayanışmaya ihtiyaç var. Daha fazla birlikte olmaya ihtiyaç var. Devletin herkese eşit sağlaması gereken imkânları Deniz’den esirgiyor olması, kabul edilemez. Deniz’in sürecinin takipçisi olacağız.”

ilginizi çekebilir

2025_09_09T143003Z_1272711583_RC28OGAYYLOD_RTRMADP_3_NEPAL_PROTESTS
Asya’da mücadele dalgası: Yozlaşmış ve baskıcı yönetimler düşüyor
1625358843701
Brezilya’da bir dönüm noktası: Darbeciler ilk defa soruşturulup cezalandırıldı
Cosmopolitan_Manifest_1191_af474cc8a9
Sadece Manifest'e değil kadınların özgürlüğüne saldırı