Bir kısmı, yerel seçimlerde CHP-DEM Parti ittifakından dolayı PKK üyeliğiyle suçlanıyor. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer bu soruşturmada beraat etti. Fakat o ve birçok CHP’li belediye başkanı yolsuzluk soruşturmaları ile tutuklu durumda.
Bir yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yenildiği ve Özgür Özel’in kazandığı CHP kongresini iptal ettirmek amacıyla da ayrı bir dava yürütülüyor.
İktidarın amacı alenen ortada: Erdoğan’ın karşısındaki en güçlü rakip olarak gözüken Ekrem İmamoğlu’nu siyasetten tamamen tasfiye etmek, CHP’yi felç etmek hatta mümkünse bölmek, seçmenleri kutuplaştırmak ve tabanındaki erimeyi durdurup seçmenlerini konsolide etmek.
Bu siyasi baskıların sonucunda seçme-seçilme hakkı batıda ortadan kaldırılırken (Kürt şehirlerinde yıllardır kayyımlarla zaten hiçe sayılmıştı) demokrasinin kalan kırıntıları da yok ediliyor.
Bir diğer vahim sonuç ise bu baskıların, yeni çözüm sürecine verilecek toplumsal desteği azaltıyor oluşu. Batıdaki Erdoğan muhalifleri arasında barış sürecinin bir tiyatro olduğu, demokrasi olmadan barış olmayacağı fikri oldukça yaygın.
Mücadele
Fakat sadece baskılar yok. Büyük bir mücadele sürüyor. 19 Mart sonrası sokağa akan ve gösteri yasağını aşan dev bir kitle hareketi kendiliğinden ortaya çıktı.
Üniversitelerin başlattığı mücadeleye, işçiler, emekliler, işsizler ve liseliler katıldı.
İstanbul’da başlayan hareket Türkiye’nin her yerine yayıldı.
Bu hareket şimdi geri çekilmiş gibi gözükse de korku duvarları bir kere yıkıldı. İktidara duyulan öfke daha da yayılıyor.
Bu hareket CHP’den daha büyük ve farklı kesimlerin dahil olduğu bir mücadeledir.
Kitle mücadelesinden uzak durmayı tercih eden CHP, kendiliğinden harekete yanıt veren yeni liderliği etrafından birçok şehirde geniş katılımlı mitingler yapıyor.
Bu mitinglerin etkili olduğunun bir göstergesi de Erdoğan’ın, Özgür Özel’i Ankara’da siyaset yapmaya çağırmış olması.
CHP mitinglerden yani kitlesel siyasi mücadeleden vazgeçtiği takdirde üzerindeki baskıları püskürtemez duruma gelebilir. Kendiliğinden hareketi geride tuttuğu takdirde bu durum mitinglere katılımı ve etkisini azaltacaktır.
CHP üzerindeki baskıya karşı demokrasi mücadelesi cephesi kurulmalı. Bu cephede faşistler ve ırkçıların yeri olamaz. Demokrasiyi savunmak sol güçlerin işidir.
Mücadele devam etmeli.