Onur Ayı’na baskılarla birlikte girmiş bulunuyoruz. Toplumun bütün kesimlerinin üzerindeki baskılar, LGBTİ+’lar üzerinde yoğunlaşıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Dünyanın giderek ırkçı ve gerici, hatta otoriter ve diktatoryal bir dalgaya doğru yöneldiği bir dönemdeyiz. Ortadoğu başta olmak üzere savaşlar, bölgesel savaşlar, kıyımlar maalesef devam ediyor. Bu atmosferde evrensel hukuk anlamında, insan hakları anlamında, uluslararası sözleşmeler anlamında güvence altına alınmış cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler, aralarında AKP-MHP iktidarının Türkiye’sinin de bulunduğu çeşitli devletler tarafından yeniden dizayn edilmek isteniyor. İnsanların varoluşları ve kendilerini ifade etme biçimleri saldırıya uğruyor. Bu kabul edilemez. İnsan haklarına doğrudan aykırı bir durumdur. Uluslararası sözleşmelere, evrensel insan hakları beyannamesine ve bütün evrensel ölçütlere hukuk anlamda ters bir gidişattır. Bu aynı zamanda herkes için demokrasi yoksunluğu, özgürlük yoksunluğu anlamına gelecektir. Sadece LGBTİ+’ları değil, kendini böyle ifade eden, böyle var eden insanları değil, bir bütün olarak tüm toplumu kıskaca alan bir cendere olacaktır. Buna kesinlikle karşıyız. Karşı olmaya da devam edeceğiz. Bu konuda mücadele edenlerin mücadelesini kendi mücadelemiz sayıyoruz.