AKP yönetimi tarafından “teröristlerle işbirliği yapmakla” suçlanan Davutoğlu’nun sözleri büyük tartışma yarattı. Davutoğlu, başbakan olduğu döneme atıfta bulunarak şunları söylemişti:
“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır.”
Bu sözler tartışma başlatırken, ard arda ‘açıkla’ çağrıları geldi.
‘Herkes ne biliyorsa söylemeli’
Suruç Aileleri İnisiyatifi, Davutoğlu’na şu çağrıyı yaptı:
“Defterler açılırsa” değil katliam siyasetinin defterleri açılmalı, herkes ne biliyorsa söylemelidir. 7 Haziran ile 1 Kasım arası ne oldu? Biz ne için, ne uğruna bu kadar öldük ve yaralandık?
‘Davalarda tanıklık yapın’
10 Ekim Ankara Katliamı davası avukat komisyonu da Davutoğlu’nun konuşması üzerine bir açıklama yaptı. Açıklamada öne çıkanlar:
“Söz konusu dönemin ülkenin en kritik dönemlerinden biri olduğu tespitine katıldığımızı belirtmek isteriz. Zira 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı gerçekleştiği andan itibaren biz de aynı şeyi söylemekteyiz. 7 Haziran ve 1 Kasım Seçimleri arasında gerçekleştirilen katliamlarla, kitlesel kıyımlarla yüzlerce insan öldürülmüş, ülkede kaos ve korku ortamı yaratılmış ve 1 Kasım seçimlerinde AKP yeniden tek başına iktidar olabilmiştir.
10 Ekim Ankara Katliamı davasının her aşamasında bu dosyanın avukatı olan bizler bu durumdan söz ettik ve DAVUTOĞLU’nun katliamın hemen arkasından “anket yaptırdık ve oylarımızın arttığını gördük” açıklamasını hatırlattık. Davutoğlu’nun bugünkü açıklamaları da aslında aynı minvalde olup, 10 Ekim Katliamının siyasal iktidardan bağımsız ele alınamayacağına ilişkin ısrarımızı doğrulamaktadır.
Sayın Davutoğlu; o kritik dediğiniz dönemde Suruç Katliamı yaşandı, Ceylanpınar’da son derece şaibeli bir biçimde polislerin öldürülmesinin ardından çözüm masası tekmelendi, bölgede sokağa çıkma yasakları başladı, onlarca insan hayatını kaybetti, evleri yerle bir edildi, 10 Ekim günü Ankara’da mitingte canlı bombalar kendisini patlattı ve tam 103 insan hayatını kaybetti. İşte kritik dediğiniz dönem budur ve bu dönemin arkasından 1 Kasım seçimlerini kazandınız.
Şimdi soruyoruz ve davet ediyoruz. Yaptığınız bu açıklamalar ile ne demek istediğinizi ayrıntılarıyla anlatmak durumundasınız. Söz konusu kritik dönemde yapılanları, kimlerin emir ve talimat verdiğini tek tek söylemek zorundasınız. 10 Ekim Ankara Katliamı ve Suruç Katliamı davaları halen devam etmektedir. Bu davalara gelip bildiğiniz her bir konuda tanıklık yapmalısınız.”
‘Davutoğlu’nun sözleri araştırılsın’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sözleri için meclise araştırma önergesi verdi.
Önergede, şu ifadeler yer aldı: “Bu katliamların ve saldırıların araştırılması için verilen önergeler reddedilmiş, yargı süreci etkin yürütülmemiş, halen olaylara kimlerin sebep olduğu, göz yumduğu ortaya çıkarılmamıştır. Kamuoyu vicdanını derinden yaralayan bu saldırı ve katliamların aydınlatılması, sorumluların yargı önüne çıkarılması, Çözüm Süreci’nin sonlandırılmasına giden sürecin tüm açıklığı ile ortaya çıkarılması, önceki başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bahsi geçen döneme ilişkin beyanlarının araştırılması amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması büyük önem taşımaktadır.”
‘Katliamlar aydınlatılsın’
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nden Volkan Akyıldırım, Marksist.org’a yaptığı açıklamada “Çözüm sürecinin bitirilmesi, kitle katliamları, şiddetli saldırılar ve can kayıpları… Dönemin başbakanı Davutoğlu’nun bildiklerini açıklaması, katliam ve saldırılarda hayatını kaybedenlerin aileleri ve arkadaşlarının adalet taleplerinin yerine getirilmesi yönünde bir adım olacaktır” dedi ve şöyle devam etti:
“7 Haziran 2015 genel seçimlerinden büyük şehirlerden oy kaybederek çıkan AKP, 1 Kasım baskın seçimlerinde kendisinden kopan oyları tekrar toplamıştı. Bunun en büyük sebebi yaratılan şiddet ve kaos ortamıydı. Meşru seçimleri ‘tekrarlatan’ bu tutum, 2019’da İstanbul seçimlerinin iptaline ve son üç yıldır hüküm süren baskıcı yönetime model olmuştur.
2015 yılının kritik dört ayında yaşananlar, 2016 yılında birçok saldırı ve şiddet olayına sebep olmuş, ordu ve emniyetin en tepesindeki isimler 15 Temmuz 2016 günü darbe yapmaya kalkmıştı.
Davutoğlu dönemin başbakanı olarak herşeyi biliyor. Bildiklerini bir an önce açıklamalı. ”
Başbakanı Davutoğlu’nun görevde olduğu “kritik dönemde” yaşananlar:
11 Temmuz: KCK, ateşkesi sonlandırdı.
17 Temmuz: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını söyledi.
20 Temmuz: Suruç’ta IŞİD’li canlı bomba kendisini patlattı. 33 genç hayatını kaybetti, çok sayıda genç yaralandı.
22 Temmuz: Ceylanpınar’da iki polis, evlerinde uyurken öldürüldü.
23 Temmuz: IŞİD, Kilis’te sınırdan ateş açtı bir astsubay hayatını kaybetti. Diyarbakır’da bir polis hayatını kaybetti.
24 Temmuz: TSK uçakları IŞİD hedeflerini ve Kandil’deki PKK kamplarını bombaladı. Polis de Türkiye genelinde IŞİD, PKK ve DHKP-C operasyonu yaptı.
11 Ağustos: Erdoğan, çözüm sürecinin buzdolabına kaldırıldığını açıkladı.
17 Ağustos: Alanya’da halk asker ölümü haberlerinin ardından Kürt vatandaşların işyerlerine saldırdı.
20 Ağustos: Lice’de 4 askerin hayatını kaybetmesinden bir gün sonra Siirt’te yola döşenen patlayıcılar askeri aracın geçişi sırasında patlatıldı, 8 asker yaşamını yitirdi.
22 Ağustos: Yüzbaşı Ali Alkan, Şırnak’ta karakola düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti. Askerin cenaza töreninde ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan hükümete isyan ederek hafızalara kazındı.
5 Eylül: Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 20’ye yakın sivil hayatını kaybetti.
6 Eylül: Dağlıca’daki PKK saldırısında 16 asker hayatını kaybetti.
8-9 Eylül: Iğdır’da gümrük kapısını koruyan polislere yönelik saldırıda 13 polis yaşamını yitirdi.
20 Ekim: Davutoğlu, Van’daki mitinginde “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz Toroslar dolaşacak” dedi.
10 Ekim: Ankara’daki barış mitinginde iki ayrı bombanın patlaması sonucu (ikisiçocuk) 103 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.