Vahşiliğin her dönem birden fazla yüzü oldu. Çocuk emeği sömürüsü ise bu yüzler arasında değişmeyenlerden biridir.
21. yüzyılda çocuk işçiler küresel düzeyde var olan bir olgu. Türlü türlü yasalar 15 yaşın altında tanımlanan çocukları korumak için yazılmış. Fakat kapitalizmin doğasından kaynaklanan kuralsızlaştırma, sosyal güvence ve desteğin ortadan kaldırılması, emekçi sınıfların içinde bulunduğu yoksulluk, yasalara rağmen çocuk emeği sömürüsünün sürmesine neden oluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 700 binden fazla çocuk, okul çağındayken çalışmak zorunda. Üstelik her yıl toplam iş gücü içinde çocuk işçilerin sayısı artıyor. TÜİK verileri kayıtlı çalışanlar üzerinden hesaplanıyor. Çok daha fazla sayıda çocuğun birçok işkolunda çalıştığı bir gerçektir. Ve bunların önemli bölümü zorunlu eğitimi tamamlayamıyor.
Okula gidemeyen çocuk işçilerin yanı sıra okula gidip, çalışıp sömürülenler de var.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mesleki ve teknik okullarındaki yüz binlerce çocuk haftada bir gün eğitim görürken 4-5 gün staj adı altında çalıştırılıyor.
Bir o kadar da aile işlerinde çalışan ve emeğinin karşılığı ödenmeyen çocuk var.
Çeşitli uluslararası yasalar ve bazı yerli kanunlar çocukları sözde koruma altına alıyor. Fakat sistemin ta kendisi yoksulluğu var ederken çocukların ev bütçesine katkı için çalışmasına yol açıyor. Ve bu kuşaklar halinde silsile olarak devam ediyor.
Çocuk emeğinin sömürüsü kabul edilemez. Her çocuğun eğitim, kendini geliştirme, sosyal güvenlik hakkı vardır. Bunun yolu düşük ücret dayatmasının, hayat pahalılığının, sosyal güvencesizliğin ortadan kaldırılmasıdır.
Çocukları gerçekten koruyan bir sistem için kaynak var: Kapitalistlerden daha fazla vergi alınmalı. Emekçi sınıflardan alınan vergiler yine onlar ve en başta çocuklar için kullanılmalı. Angarya ve sömürüye dayalı eğitim sistemi sona ermeli.
(Sosyalist İşçi)