Bir kurye cinayeti ve arkasındaki gerçekler

Karda, kışta, aşırı sıcaklarda düşük ücretle güvencesiz çalıştırılıyor, mal ve hizmet dolaşımını sağlıyorlar. Hem bizlerin hem şirketlerin ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Ve hakları ile can güvenlikleri için birleşiyor, mücadele ediyorlar.

30 Kasım günü Avrasya Tüneli çıkışında Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un oğlu Hassan Sheikh Mohamud’un kullandığı, Somali elçiliğine kayıtlı otomobilin arkadan çarptığı motokurye Yunus Emre Göçer de onlardan biriydi.

İki çocuk babası Göçer, ekmek kavgası verirken ağır yaralandı, sonra da hayatını kaybetti. Eğer kurye arkadaşları eylem yapıp, bunun bir iş cinayeti olduğunu kamuoyuna duyurmasaydı kusurlu olduğu ya da intihar ettiği söylemiyle unutulup gidecekti.

Bu kez öyle olmadı. Devlet kurumları ve yargıdaki yozlaşmaya karşı toplumsal tepki, Yunus Emre kardeşimizin haklarını savunmakta birleşti.

İşçiyseniz hayat sizler için zor:

• Kaza sonrası tutulan polis tutanağında öldürülen kurye kusurlu bulundu.
• Eşi, kendisini arayan polislerin “intihar etti” dediklerini söyledi.
• Mobese görüntüleri ortaya çıktığı halde Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu, taksirle (basit bir hata) yaralamadan serbest bırakıldı. Ve kolaylıkla babasının yanına döndü.

Şimdi ailesinin ve arkadaşlarının mücadelesiyle hesabı soruluyor. Peki, Somali Cumhurbaşkanının oğluna tanınan bu ayrıcalık neden kaynaklanıyor?

• Somali Cumhurbaşkanı, geçmişi ve siyasi görüşleri bakımından AKP’ye yakın bir pozisyonda.
• Türkiye’nin, sınırları dışındaki tek resmi askeri üssü bu Doğu Afrika ülkesine uzanıyor.
• Bu askeri üssün varlığı AKP ile değil Somali’deki iç savaş sırasında başlıyor. 1990’da patlak veren şiddetli çatışmaların üzerine 1992’de Birleşmiş Milletler askeri gücü Somali’ye müdahale etti. Türkiye’deki 28 Şubat darbesinin liderlerinden Çevik Bir, 1993-1994 yılları arasında Somali Birleşmiş Milletler Barış Gücü Komutanlığı’na atanmıştı. Somali devletiyle Türkiye’nin askeri ilişkilerinin temelleri burada atıldı. AKP de bu ilişkiyi sürdürüyor.
• Türkiye kapitalizmi için Afrika bir fırsatlar kıtası gibidir. Somali’de petrol, madenler, silah satışına talep ve ucuz iş gücü var. Halkı ise yoksulluk içinde. Komşu devlet Etiyopya ile savaşan Somali’nin stratejik önemi, Hint Okyanusu’nda (dolayısıyla ticaret yolları üzerinde) denetim sahibi olmasından kaynaklanıyor ki bunu korsanlığın yeniden doğuşunda da görebiliyoruz. Alt-emperyalist Türkiye, Somali’nin komşusuyla yaşadığı savaşı ve içerideki savaş lordlarının kaotik düzenini fırsat bilip bu ülkenin hamisi haline geldi.

Daha çok şey söylenebilir. Fakat motokurye Yunus Emre Göçer’in ölümü üzerine söylenebilecek tek şey var: Katili korudular, kaçmasına göz yumdular. Para ve hegemonya için…