Steve Bannon’un Musk’ın yasadışı göçmen olarak soruşturulmasını talep etmesi ya da Musk’ın Trump’a sert çıkması ne kadar da keyifli.
Peki bu ayrılık, şişirilmiş egoların çatışmasından daha fazlası mı? Normalde ABD siyasetini çok iyi gözlemleyen Financial Times’tan Edward Luce, bunun Trump’ın “Büyük Güzel Yasa”sıyla ilgisi olmadığını savunuyor. Musk, bu bütçeyi ABD hükümetinin bütçe açığını büyük ölçüde artıracağı için “iğrenç bir hilkat garibesi” olarak nitelendirdi.
Luce’a göre, “bu adamların davranışlarını anlamak için mali felsefe değil, psikoloji daha uygun bir mercek.” Ben o kadar emin değilim. New York Times’a göre, ayrılık aslında Trump’ın NASA’nın başına Jared Isaacman’ı aday göstermekten vazgeçme kararıyla hızlanmış gibi görünüyor. Isaacman, Musk’ın milyarder arkadaşlarından biri ve
Starlink uzay şirketi NASA’nın sözleşmelerine büyük ölçüde bağımlı.
Dolayısıyla Musk’ın maddi çıkarları söz konusuydu. Ancak Trump’ın kararı, çatışmanın gerçek nedeninden çok, Musk’ın Beyaz Saray üzerindeki etkisinin azalmasının bir belirtisi gibi görünüyor.
Bütçe konusundaki bölünmeler, Trump koalisyonu içindeki daha derin gerilimleri ortaya koyuyor. Tarihçi Matthew Karp, tasarıyı şöyle özetliyor: “Şirketlere ve zenginlere büyük hediyeler, çalışan çoğunluğa sembolik hediyeler ve yoksullara acımasız kesintiler, hepsi borç patlamasıyla ödenecek ve vatanseverlik söylemleriyle örtülecek.” Karp’ın altını çizdiği gibi, bu Ronald Reagan’dan bu yana Cumhuriyetçi yönetimlerin tipik bir özelliğidir. Gümrük vergileri haricinde, Trump yönetimleri bu geleneğe sıkı sıkıya bağlıdır. Gümrük tarifeleri konusundaki sonu gelmeyen U dönüşleri TACO (Trump’s always chickens outs) kısaltmasının ortaya çıkmasına yardımcı oldu – Trump her zaman geri basıyor.
Musk ve 2024’te Trump’a destek veren Silikon Vadisinin diğer “tech bro”ları, neden bütçeye karşı çıkıyor? Çoğunlukla yoksullara yönelik saldırılarla bir sorunları yok. Musk, DOGE’nin patronu olarak çok sınırlı federal sosyal yardım sistemine yönelik saldırıya öncülük etti. Bazen neoliberalizmin vaftiz babaları Milton Friedman ve Friedrich von Hayek’ten alıntılar yaparak çok daha küçük bir devlet çağrısında bulunuyor.
Bu devletçilik karşıtlığı kısmen büyük teknoloji şirketlerinin daha az regülasyon ile Washington’un Avrupa Komisyonu’nun engelleme çabalarına karşı korunma arzusunu yansıtıyor. Ancak Musk ve arkadaşlarının hala devlete ihtiyacı var. Birçok “tech bro”nun aşırı sağcı patronu Peter Thiel tarafından kurulan teknoloji firması Palantir’in Pentagon ve NHS ile sözleşmeleri var. Musk’ın şirketleri ABD hükümetinden 38 milyar dolar alıyor. Aynı zamanda büyük teknoloji şirketleri küresel kapitalizme entegre olmuş durumda. Bu durum bazen Trump’ın aşırı milliyetçiliğine ters düşüyor.
Ancak Trump’ın bayrak sallaması, geleneksel Cumhuriyetçiler ve büyük teknoloji şirketlerinin yanı sıra Trump koalisyonunun üçüncü kolu tarafından güçlü bir şekilde destekleniyor. Bannon gerçek bir faşist. ABD toplumunun bazı kesimlerini Cumhuriyetçi Parti çerçevesinde faaliyet gösteren gerici bir kitle hareketi olarak örgütlemeye çalışıyor. Sosyal yardım kesintilerine karşı çıkıyor, gümrük vergilerini destekliyor ve zenginlere daha yüksek vergiler uygulanmasını istiyor.
Bannon aynı zamanda azılı bir ırkçı. Trump’tan keyfi tutuklamalara karşı habeas corpus korumasını askıya almasını ve on milyon “yasadışı” göçmeni sınır dışı etmesini istiyor. Büyük şirketlerin yüksek vasıflı işçi ithalatı için vizeye ihtiyaçlarını savunan Musk’ı “kötü” olarak nitelendirerek onunla karşı karşıya geldi.
Böylece Beyaz Saray ile Musk arasındaki bölünme, Trumpizm’i besleyen derin çelişkileri ortaya koyuyor. Sonuç, Trump’ın Musk’ın iş imparatorluğunun yanı sıra kendilerinden de intikam alacağı korkusuyla büyük teknoloji şirketleri arasında panik. Financial Times, “Silikon Vadisi’nden bir finansçı ve Cumhuriyetçi adaylara büyük bağışçı”nın şu sözlerini aktarıyor: “Elon kimseyi aramıyor. Şirketlerine milyarlarca dolar yatırım yapanları bile… Vadide herkes çıldırıyor.”
Dolayısıyla Trump koalisyonu, Marx’ın kapitalistleri genel olarak tanımladığı gibi, gerçekten de düşman kardeşlerden oluşan bir çete. Kararlı bir kitle hareketi bu bölünmeleri kullanabilir ve zayıflıklarını ortaya çıkarabilir. ABD’deki solun kendini toparlamaya ve bu hareketi inşa etmeye başlaması çok acil. Trump’ın göçmen baskınlarına karşı Los Angeles’ta düzenlenen protestoların bir başlangıç olmasını umalım.
Alex Callinicos