Avesta Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’nin mühürlenmesi Ankara’da protesto edildi

İzmir Konak’ta 2018’den bu yana Kürtçe eğitim veren dernek, İzmir Valiliği’nin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yaptığı şikayet üzerine mühürlendi.

Avesta Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği Eş Başkanı Ramazan Kaygısız mühürlemenin ardından şu değerlendirmelerde bulunmuştu:

“Açıkça ifade ediyoruz ki bugüne kadar yüzlerce öğrenci bizim Kürtçe dil kurslarımızdan faydalandı. Çalışmalarımız hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak devam ediyor. Yetkililerden yasalara saygı göstermelerini talep ediyoruz. Uluslararası kanun ve yasalara uygun hareket etsinler. Ana dilde eğitim hakkı temel bir haktır. Kültürel derneklere yönelik tehditler ve şiddet durdurulmalıdır. Toplumun ilerlemesi için kültürel özgürlük korunmalıdır.”

“Avesta Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği olarak Kürtçe dilini kırmızı çizgimiz olarak görüyoruz ve onu korumak için her zaman çaba göstereceğiz. Ana dil, kimliğimizin temel taşlarından biridir ve Kürtçe resmi bir statüye kavuşana kadar bu onurlu yolda kalmaya devam edeceğiz. Tüm ilgili tarafları eşitlik, adalet ve özgürlük ilkelerine uygun hareket etmeye çağırıyoruz.”

Ankara’da protesto

5 Ağustos günü DBP Ankara İl Örgütü, TJA, DEM Ankara İl Örgütü ve ANKA-DER’in çağrısıyla DEM il binası önünde buluşan topluluk, buradan Yüksel Caddesi’ne yürüdü.

Burada aşağıda göreceğiniz Kürtçe basın açıklaması yapıldı. DSİP temsilcisi de açıklamaya katılarak destek verdi.

Kürtler Kürtçe konuşur

Tam da yeni barış ve çözüm sürecinde tarihi adımlar atılırken Avesta Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’nin kapatılması bir sabotajdır.

Kürtçe konuşmak, okumak ve yazmak temel bir haktır.

İnkar ve asimilasyon politikaları doğrultusunda yıllarca yasaklı kılınan Kürtçe eğitim vermek suç olamaz.

Dernek hakkındaki mühürleme kaldırılmalı, eğitim faaliyetleri devam etmelidir.

Kürt kurumlarının açıklaması

Ji raya giştî re,

Zimanê gelê kurd mafê gelê kurd ê kolektîf û nasnameyî ye û têkildarî hebûna gelê kurd e. Di encama polîtîkayên bişaftin û înkarê yên sed salî de ev mafê jiyanî yê gelê kurd heta niha hatiye tunehesibandin, gelê kurd ji perwerdeya bi kurdî bêpar hatiye hiştin û zimanê kurdî her tim bi awayên cuda cuda rastî astengkirin û qedexeyan hatiye. Îro jî tevî hewldanên ji bo aştî û pêkanîna demokrasî û edaletê di nava civakê de, roj bi roj bi rengên cuda cuda êrîşên nû bi ser kurdî û kurdan de tên. Weke parçeyekî van êrîşan, 31ê tîrmehê bi fermana Walîtiya Îzmîrê bi hinceteke ji rêzê polîsan bi ser Komeleya Lêkolînên Çand û Ziman a Avestayê de girt û di 1ê tebaxê de jî deriyê Komeleyê hat mohrkirin. Ev êrîş nîşan dide ku helwesta li hemberî ziman û çanda kurdî mixabin hê jî neguheriye û her li ser heman xeta astengkirin, sînorkirin û qedexekirinê ye.

Weke saziyên zimanê kurdî, em vê êrîşa li dijî Komeleya Lêkolînên Çand û Ziman a Avestayê bi tu awayî qebûl nakin û bi tundî şermezar dikin. Di vê pêvajoya hestiyar de ku ji bo pêkanîna maf û daxwazên gelê kurd û çareseriyê ked tê dayîn, lazim bû ku rê li ber êrîşeke wiha venebûya û rayedaran li gelê kurd, sazî û dezgehên gelê kurd rêz bigirtina. Lê mixabin berovajî vê yekê, komeleyeke ku bi rêya kargehên zimên û çalakiyên çandî ji sala 2018an ve li metropoleke wekî Îzmîrê xwedî li çand û zimanê kurdî derdikeve, em dibînin ku raydar bi neheqî û bi nêteke nebaş xebatên vê Komeleyê û xebatên zimanê kurdî asteng dikin.

Em dubare bi bîra rayedaran dixin ku ne maf û hedê tu kesî ye ku êrîşên bi vî rengî li nasname, hebûn û zimanê kurdan bike, ji lew re ziman rasterast nasname û hebûna gelê kurd e. Êrîşên bi vî rengî bêtehemiliyeke kûr nîşan didin li dijî gelê kurd, nirxên gelê kurd û nasnameya gelê kurd. Em vê êrîşa li ser Komeleya Lêkolînên Çand û Ziman a Avestayê weke êrîşeke li ser zimanê kurdî û nasname û hebûna kurdan dizanin. Ji ber vê yekê, divê ev êrîş demildest were rawestandin. Miameleyên ku serê pêşîn bi destê Walîtiya Îzmîrê û paşê jî bi destê zabiteyên Şaredariya Îzmîrê pêk hatine, divê paşve werin kişandin.

Weke gotina dawîn, gelê kurd ev ji sed salî zêdetir e ku ji bo ziman, çand û hebûna xwe tê dikoşe û heta ku mafê xwe yê perwerdeya bi kurdî û azadiya xwe bi dest nexe ew ê bi tu awayî dest ji têkoşîna xwe bernede. Weke saziyên demokratîk, em careke din piştgiriya xwe ji bo Komeleya Avestayê derdibirin û didin zanîn ku êrîşa li ser Komeleya Avestayê êrîşeke li ser zimanê kurdî û gelê kurd e. Ji ber vê çendê, em vê kira Walîtî û Şaredariya Îzmîrê şermezar dikin û bi vê minasebetê, bangê li raya demokratîk û rayedaran dikin; êdî wext e ku mafê perwerdeya bi kurdî û statuya kurdî were cîbicîkirin û hiqûqa gelê kurd û gelan were naskirin.

Bijî Zimanê Kurdî!

Bijî Têkoşîna Zimanê Kurdî! Perwerdeya bi Kurdî, Statuya Kurdî!

Basına ve kamuoyuna;

Kürt halkının dili, Kürt halkının kolektif hakkı ve kimliğidir ve Kürt halkının varlığıyla doğrudan ilişkilidir. Ancak yüzyıllık inkâr ve bastırma politikalarının bir sonucu olarak, bu yaşamsal hak bugüne dek tanınmamış, Kürt halkı anadilinde eğitim hakkından yoksun bırakılmış, Kürtçe sürekli olarak farklı yollarla engellenmiş ve yasaklanmıştır.

Bugün de barış ve demokrasi ile adaletin toplum içinde inşa edilmesi yönündeki tüm çabalara rağmen, her gün Kürtçeye ve Kürtlere yönelik yeni saldırılar, farklı biçimlerde devam etmektedir. Bu saldırıların bir parçası olarak, 31 Temmuz günü İzmir Valiliği’nin emriyle, polislerin sert müdahalesiyle Avestan Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne baskın düzenlenmiş ve 1 Ağustos’ta derneğin kapısı mühürlenmiştir.

Bu saldırı, Kürt diline ve kültürüne yönelik yaklaşımın maalesef hâlâ değişmediğini, engelleme, sınırlandırma ve yasaklama çizgisinde sürdüğünü göstermektedir.

Kürt dili kurumları olarak, Avestan Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne yönelik bu saldırıyı hiçbir şekilde kabul etmiyor, şiddetle kınıyoruz. Kürt halkının hak ve taleplerinin karşılanması ve çözümün sağlanması gerektiği bu hassas süreçte böyle bir saldırının gerçekleşmemesi gerekirdi. Bu nedenle Kürt halkıyla birlikte kurumlara ve yapılara saygı gösterilmesi gerekirdi.

Ancak ne yazık ki bunun aksine, 2018’den bu yana İzmir gibi bir metropolde dil atölyeleri ve kültürel faaliyetler aracılığıyla Kürt diline ve kültürüne hizmet eden bir dernek olan Avestan’ın çalışmaları haksız ve kötü niyetli bir yaklaşımla engellenmektedir.

Bir kez daha hatırlatıyoruz ki, kimsenin Kürt halkının kimliğine, varlığına ve diline bu şekilde saldırma hakkı yoktur. Çünkü dil, Kürt halkının kimliği ve varlığıdır. Bu tür saldırılar, Kürt halkına, değerlerine ve kimliğine yönelmiş açık bir düşmanlığı ifade etmektedir.

Avestan Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne yapılan bu saldırıyı, Kürt diline, kimliğine ve varlığına yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz. Bu nedenle bu saldırı derhal durdurulmalıdır. İlk olarak İzmir Valiliği’nin, ardından da İzmir Belediyesi zabıtalarının gerçekleştirdiği bu uygulamalar geri çekilmelidir.

Sonuç olarak; Kürt halkı, bir asrı aşkın süredir diline, kültürüne ve varlığına sahip çıkmak için mücadele etmektedir ve anadilinde eğitim hakkını ve özgürlüğünü elde etmeden bu mücadeleden asla vazgeçmeyecektir.

Demokratik kurumlar olarak bir kez daha Avestan Derneği’nin yanında olduğumuzu ifade ediyor, bu saldırının Kürt diline ve halkına yönelik bir saldırı olduğunu vurguluyoruz. Bu nedenle, İzmir Valiliği’ni ve Belediyesini kınıyor ve bu vesileyle demokratik kamuoyuna ve duyarlı kesimlere çağrıda bulunuyoruz: Artık zamanıdır; Kürtçe eğitim hakkı ve Kürtçenin statüsü tanınmalı, Kürt halkının ve diğer halkların hakları kabul edilmelidir.

Biji Zimanê Kurdî!
Biji Têkoşîna Zimanê Kurdî!
Perwerdeya bi Kurdî, Statuya Kurdî!

son yazıları

Baskıları eleştirdi, tutuklandı: Enes Hocaoğulları serbest bırakılmalı
AKP’nin kültür savaşları
Sınır ve siyaset tanımayan sanat: Müzik

ilginizi çekebilir

301123
Baskıları eleştirdi, tutuklandı: Enes Hocaoğulları serbest bırakılmalı
GettyImages-1241529254
AKP’nin kültür savaşları
WhatsApp Görsel 2025-08-05 saat 10.59
Sınır ve siyaset tanımayan sanat: Müzik