Bu hafta gerçekleşecek ilk toplantının ardından bir kaç hafta içinde 2026 yılında geçerli olacak asgari ücret belli olacak.
Önceki yıllarda en fazla üyeye sahip olan Türk-İş masaya oturuyordu. Bu sene ise komisyona katılmama kararı aldı. Hak-İş de aynı tutumda. Sendikaların boykotunun neden komisyonun patron yanlısı antidemokratik yapısı.
15 üyeden oluşan komisyonda 5 patron temsilcisi, 5 bakanlık temsilcileri ve 5 işçi temsilcisi yer alıyordu. Çıkan tüm kararlar kaçınılmaz patronların dayatması ve iktidar temsilcilerinin bunu onaylaması ile işçilerin aleyhine çıkıyordu.
Normalde en düşük ve başlangıç ücreti olması gereken asgari ücret, Türkiye işçi sınıfının büyük çoğunluğuna dayatılan temel ücret durumunda. Ortalama ücretler, asgari ücretin ya biraz altı ya da biraz üstünde tutuluyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) kimsenin inanmadığı yıllık enflasyon öngörüsü ile belirlenen oranda ücret zammı yapılıyor.
Ve belirlenen ücret uygulandığı ilk ay olan Ocak’ın sonunda erimiş oluyor. Herkesin yıllardır bildiği bu gerçek, yüksek enflasyon ve düşük ücret dayatmasına karşı işçilerin büyük öfkesiyle karşılanıyor. Sendikaları komisyonu boykota zorlayan etken, bu öfkedir.
Senaryolar
2025 geçerli olan 22 bin 100 lira sefalet ücreti ne kadar artabilir?
TÜİK önümüzdeki sene yıllık enflasyonun yüzde 31 olarak gerçekleşeceğini öne sürüyor.
Eğer yüzde 31 oranında artış gerçekleşecekse 2026’da asgari ücret 28.951 lira olabilir.
Fakat hakim medyada yazılan ve patronların eğilimini yansıtan senaryolara bakıldığında yüzde 20 ya da yüzde 25 zam ihtimalinin ağırlıklı olduğu görülüyor. En iyimser senaryoya göre asgari maksimum 30 bin lira olabilir.
Türk-İş’in hesaplamalarına göre, açlık sınırı 29 bin 828 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 97 bin 159 TL’ye yükseldi. Kasım 2025 verilerine göre Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması(Açlık Sınırı) 29.828 TL’ye arttı. Aralık’ta gerçekleşen enflasyonla bu rakamların daha da yükseldiği öngörülebilir.
Bu durumda 2026’daki asgari ücretin açlık sınırı yakınlarında olması beklenebilir. Ve tüm ürünlere zamlarla birlikte kısa sürede açlık sınırı kalacaktır.
Bekar bir asgari ücretli tek başına yaşayamaz durumdayken, dört kişilik bir ailede üç kişinin asgari ücretle çalışması bile yoksulluk sınırı denilen aylık asgari harcamaları karşılamakta zorlanacak.
Geçtiğimiz yıllar gibi önümüzdeki sene de milyonlarca insanı yoksulluk ve bankalara daha da borçlanma bekliyor.
Mücadelenin gerekliliği
Türk-İş ve Hak-İş haklı olarak pazarlık masasına oturmuyor. Fakat bu tek yönlü tutum yeterli değildir. İşyerlerinde bu tavrın anlatılması, ortak ücret talebinin oluşturulması ve bunun kazanılması sokağa çıkılması gerekiyor. İki konfederasyon herhangi bir eylem programı ilan etmedi. Geçtiğimiz yıllarda olduğu bir ücret talebi de dile getirmediler.
DİSK ise yaptığımız araştırmada asgari ücretin Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın belirli bir oranına örneğin yüzde 60’ına endekslenmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca iki kişinin çalıştığı bir hanede, yoksulluk sınırı kadar ücret alınması gerektiğini belirtirken, asgari ücretin de buna göre belirlenmesi talep ediyor. Fakat bu talepleri kazanmak için yürütülecek bir eylem programını henüz duyurmadı.
İnsanca yaşayacak ücret, sendikaların birleşik mücadelesiyle kazanılabilir. Bu olmadığı takdirde patronların düşük ücret dayatması milyonlarca işçi ve ailesini sefalete mahkum edecek.