Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkımına hayır

Geçtiğimiz aylarda, depreme dayanıksız olduğu ve mevcut eser envanterini depolamakta yetersiz kaldığı gerekçesiyle yıkılması ve yerine yeni bir yapının inşasının gündeme geldiği Antalya Arkeoloji Müzesi, 7 Temmuz’da ziyarete kapatılacağı haberiyle bir kez daha acil gündem konusu olarak kamuoyuna yansıdı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından alınan bu karar, gerek pek çok meslek örgütü ve disiplinden uzmanlar, gerekse de Kent Konseyi ve bölge halkı tarafından geçtiğimiz gün, müze önünde protesto edildi.

1964 yılında, Mimar Metin Hepgüler, Mimar Doğan Tekeli ve Mimar Sami Sisa’nın birinci olduğu bir ulusal yarışma sonucu inşa edilen Antalya Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin yarışma projesiyle yapılan ilk müze binası. Mimarlık tarihi, kültürel kimlik, kentsel ve toplumsal hafıza açısından oldukça önemli bir anlama sahip olan yapının, sanat eserleriyle kurduğu mekânsal ilişki, değişken teşhir alanlarına uygun plan çözümü, ışık ve havalandırma için geliştirilen çatı kademeleri ve peyzajla kurduğu hassas bağ, dönemin yarışma jürisi tarafından birinci proje olarak seçilmesinde ön plana çıkan özellikler olarak dile getirilmişti. Müze, 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü’nü kazanarak bu alandaki ilklerden biri olma konumunda.

TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sahip olduğu nitelikler, ulusal ve uluslararası mevzuat bakımından yapının, korunması gereken taşınmaz kültür varlığı statüsüne sahip olduğunu dile getirdi. Mimarlar Odası, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yapının taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmesine ilişkin yapılan başvurunun reddedildiğini ve bu ret kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla dava açıldığını belirtti.

Yalnızca bir bina olarak değil, çevreyle kurduğu ilişki, yaşayan bir kamusal alan olarak kentlinin hem gündelik yaşamına hem de toplumsal hafızasına yaptığı katkı nedeniyle korunması gereken bir kültürel miras niteliğindeki bu yapının, mekânsal olarak yetersiz kalması ya da depreme dayanıksız olması gerekçesiyle yıkılmak istenmesi, daha önce de pek çok örneğine rastladığımız hafızasızlaştırma politikasının son örneği gibi görünüyor.

Bilim insanlarının, akademik çevrelerin ve ilgili disiplinlerden uzmanların, güçlendirilerek yerinde korunmasının ve depreme dayanıklı hale getirilmesinin mümkün olduğunu raporlarıyla destekledikleri Antalya Arkeoloji Müzesi’nin geleceği, yıkım ve yeniden inşa döngüsünü tek seçenek olarak gören yaklaşım karşısında verilecek bir kentsel mücadeleye bağlı görünüyor.

Yıkıma karşı mücadeleyi Müze Çalışma Grubu X ve instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.

son yazıları

Haziran ayında en az 164 işçi çalışırken hayatını kaybetti
2025 Onur Ayı ihlal raporu yayınlandı
TPI işçileri greve devam ediyor

ilginizi çekebilir

isig-meclisinden-19-mayis-raporu-11-yilda-2-bin-500-genc-is-cinayetlerinde-oldu
Haziran ayında en az 164 işçi çalışırken hayatını kaybetti
ankara-onur-yuruyusu-nden-kareler
2025 Onur Ayı ihlal raporu yayınlandı
Gvaml2mWYAEX6rR
TPI işçileri greve devam ediyor