AKP’nin Gezi anlatısı çöktü: Taksim Dayanışması’na beraat kararının gerekçesi açıklandı

Hakkında beraat kararı verilen Taksim Dayanışması üyeleriyle ilgili davanın gerekçeli kararı açıklandı. Kararda “Protesto eylemlerinde bir bireye, bir kamu görevlisine veya halkın bir kısmına karşı şiddet içeren veya şiddeti yayma amacında olan çağrı, söylem veya fiili bir müdahalede bulunmadıkları anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Taksim Dayanışması davasının 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında mahkeme 26 kişinin beraatine karar vermişti.

33. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Onur Özsaraç’ın 17 sayfalık gerekçeli kararında, sanıkların ifadelerine ayrıntılı olarak yer verildi.

Gerekçede “Her ne kadar sanıklar hakkında kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılarak ihtara rağmen dağılmadıklarından bahisle dava açılmış ise de, sanıkların protesto eylemlerinde bir bireye, bir kamu görevlisine veya halkın bir kısmına karşı şiddet içeren veya şiddeti yayma amacında olan çağrı, söylem veya fiili bir müdahalede bulunmadıkları anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Gerekçede şu ifadelere yer verildi:

“Toplantının yasal olmaması bu toplantının barışçıl olmadığı anlamına gelmez”

“AİHM’nin ifade özgürlüğünde olduğu gibi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakları sadece toplumun geneli tarafından savunulan ve kabul gören düşünce ve fikirleri korumakla yetinmez.

Bunun haricinde toplumun genelini rahatsız edebilecek, endişelendirecek hatta şoke edecek veya onların belirli düzeyde tepkilerini çekebilecek bazı fikirleri savunma amacıyla da toplantı ve gösteri yürüyüşleri de içermektedir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü değişik şekiller alabilmektedir. Bilindik toplanma ve gösteri yapmanın dışında kamusal bir alanda hareketsiz kalma, oturma eylemi yapma, hatta yol kesme, grev yapma ve bir yerin işgali dahi AHİS’nin 11. maddesi kapsamında korunan toplanma ve gösteri yapma hakkının kapsamına girmektedir.

Sözleşmenin bu hükmü aynı zamanda, özel toplantıları ve kamuya açık yerlerde yapılan toplantıları da kapsamaktadır. Ayrıca bir gösterinin veya toplantının yasal olmaması bu gösterinin veya toplantının barışçıl olmadığı anlamına gelmemektedir. Sözleşmenin 11. maddesi barışçıl ama yasal olmayan gösteri ve yürüyüşlere de uygulanmaktadır.

“AİHM göre gösteri yapmak için izin almaya gerek yok”

AİHM içtihatlarına göre barışçıl bir gösteri yapmak için önceden izin almak veya bildirimde bulunmak gerekmemektedir. Buna karşın bir gösterinin veya yürüyüşün izne veya bildirime bağlanması başlı başına sözleşmenin 11. maddesine aykırı değildir.

AİHS’nin 11. Maddesi “Herkesin barışçıl olarak toplama hakkına sahip” olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla barışçıl olmayan ve şiddet içeren silahlı bir toplantı veya gösteri yürüyüşü sözleşmenin 11. maddesi anlamında korunmamaktadır.

“Sanıkların eylemi barışçıl bir eylemdir”

Her ne kadar sanıklar hakkında kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılarak ihtara rağmen dağılmadıklarından bahisle dava açılmış ise de, sanıkların protesto eylemlerinde bir bireye, bir kamu görevlisine veya halkın bir kısmına karşı şiddet içeren veya şiddeti yayma amacında olan çağrı, söylem veya fiili bir müdahalede bulunmadıkları anlaşılmaktadır.

Sanıkların eylemlerinin barışçıl bir eylem olması nedeniyle önceden bildirim yapılmamış olsa bile eylem sırasında kamu düzeninin bozulduğunu ve göstericilerin şiddete başvurduğunu gösteren hiçbir verinin olmaması nedeniyle, eylem AİHM’nin getirmiş olduğu ilkeler ve Anayasamızın tanımış olduğu haklar kapsamında kalmaktadır.

Yürüyüş sırasında söylendiği iddia edilen söz veya sloganların çoğunluğu kamu görevlilerini, siyasetçileri rahatsız edecek, endişe verici ve hatta şoke edici görüşler kapsamında kalsa bile ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir. Sanıklar eylemlerinde AİHS ve Anayasa’dan kaynaklanan toplanma özgürlüğü ve bu özgürlüğü kullanarak düşüncelerini ifade etme hakkından barışçıl bir şekilde faydalanmışlardır.

“Sanıkların örgütlenmeleri haktır”

Sanıkların bir kısmının bir araya gelerek Taksim Dayanışması Platformu adı altında örgütlenmeleri AİHS, Anayasa ve yasalardan kaynaklanan bir haktır ve koruma altındadır. Bu şekilde yasal bir örgütlenmekten suç işlemek için bir araya geldikleri sonucu çıkarılamaz . Üstelik Taksim Dayanışması Platformu’nun suç örgütü olduğunu gösterir hiçbir kanıt yoktur. Barışçıl bir protesto yürüyüş ve eyleme çağrı yapılması siyasetçilerin, kamu kurumlarının bir takım eylem veya söylemlerinin sert bir şekilde eleştirilmesi yasal örgütlenmeyi suç örgütü haline getirmeyecektir.

Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir toplumda, kurulu düzene karşı çıkan ve gerçekleştirilmeleri barışçıl vasıtalarla savunulan siyasal fikirlere toplantı özgürlüğü ve diğer hukuki yollar aracılığıyla kendilerini ifade etme imkanı verilmelidir. Sanıklar da olay tarihinde özünü AİHS ve Anayasa’dan alan bu haklarını kullanmışlardır. Bu nedenle sanıkların üzerlerine yüklenen suçların unsurları itibariyle oluşmadığı, eylemlerinin bu haliyle kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle beraatlerine dair karar vermek gerekmiştir.”

Ne olmuştu?

26 kişinin yargılandığı Taksim Dayanışması davansıın ilk duruşması 12 Haziran 2014’te görülmüştü.

İddianamede, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi Haluk Ağabeyoğlu hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 220/1. maddesi uyarınca “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla 17 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

Diğer 21 şüphelinin ise 10’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu.

Sanıklar ayrıca, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten de yargılanıyordu.

İddianamede Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla insanların Taksim meydanına ve Gezi Parkı’na toplanması “halkı kışkırtmak” olarak değerlendiriliyordu.

Taksim Dayanışması iddianameyle ilgili yaptığı açıklamada, “Gezi sürecinden suç ve suç örgütü çıkarma telaşı içinde olunduğunu” belirtmişti.

29 Nisan 2015 tarihinde İstanbul Adalet Sarayı 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında mahkeme 26 kişinin beraatine karar verdi.

ilginizi çekebilir

01JS71NM19M60TXQ6TB64N8TT4
Aşırı sağ neden transfobiden faydalanıyor?
1-11
(Seçtiklerimiz) “Medyanın yüzde 70’inin genel yayın yönetmeni olarak devlet ve iktidar” bahsi
20231014_BLP521
(Seçtiklerimiz) Gazze’de 1 Mayıs