Erdoğan bu restine örnek olarak ise Malazgirt Savaşı’nı verdi:
“Biz bin yıldır bu topraklarda yaşmamanın bedeli kesintisiz ödemiş bir milletiz. Bu coğrafyada 1000 yıllık hesaplamşanın yattığını çok iyi biliyoruz. Ne yapsalar boş. Maruz kaldığımız tüm haksızlıklara rağmen işte hâlâ ayaktayız, durmaya devam edeceğiz.
Üstelik sadece ayakta kalmakla yetinmiyor, büyüyor, gelişiyor, ileriye gidiyoruz. Dünkü Türkiye’yi yavaşlatmak, yolunu değiştirmek kolaydı. Bugünkü Türkiye bu tür ameliyatlar konusunda dirençlidir, sağlamdır. Ne bölgemizde oynanan oyunlar ne de içimizde ateşi canlandırılan fitneler milleti yolundan alı koymayacaktır.
13 yılda yaşadığımız badireleri geride bıraktıysak, sorunları da aşacağız. Şu ülke bize karşıymış, şu bizim aleyhimizdeymiş; hiçbiri önemli değil. Birisi kalkar Moskova’ya gider. Onun arkasında olan terör örgütüne silah yardımı yapacaklarmış; ne yaparlarsa yapsın. Ne diyorlar emirde? Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.
Eğer biz bu imana sahip olmasaydık Malazgirt’te 20-30 bin kişilik kuvvetle o dönemin en büyük askeri gücü olan Bizans ordusunun karşısına çıkamazdık. Bu inanca sahip olmasaydık 600 yıl boyunca tarihin en kudretli devletini kurup yaşatamazdık.
Kurtuluş Savaşı da aynı inancın ürünüdür. Vatan savunmasında görev yapan kişilerin de Çanakkale’deki Dumlupınar’daki Malazgirtte’ki ruhla savaştığını biliyorum.”