Öğrenciler, saat 16:00’da, yaptıkları boyama ve yazılamaları tekrar yapmak için Fen Edebiyat Fakültesi merdivenleri önünde buluştu. Zira 29 Ekim’in tatil olmasını değerlendiren Sarıyer Ak Gençlik, okulu onlardan savunacak öğrencilerin yoksunluğunu fırsat bilerek, Ankara katlimında hayatını yitiren Güney Doğan’ın okuldaki anmasının sonunda yapılan boyama ve yazılamaları silmişti.
İTÜ Rektörlüğü’nü temsilen, öğrencileri yaptıkları işten tatlı dille caydırmaya çalışan emniyet müdürü, silinen şiirlerin tekrar yazılmasının diğer öğrencileri provoke edeceğini ve önce rektörlükten izin alınması gerektiğini belirtti. Yaptıkları işin zaten en doğal özgürlükleri kapsamında olduğunu bilen öğrenciler, AKP’li rektörün adeta klasikleşmiş yalanına aldırmadı.
Özel güvenlik, öğrencilere karşı pozisyon aldı ve dağılmazlarsa müdahale edileceğini bildirdi. Bu sırada, 24 Nisan Ermeni soykırımı anmasında öğrencilere sözlü tacizde bulunan, herkes tarafından tanınan özel güvenlik memuru da cop sallayarak öğrencileri tahrik ediyordu. En sonunda ÖGB, çevik kuvveti aratmayan acımasızlıkla, öğrencilerin oluşturduğu insan zincirini kırmak için harekete geçti. Cinsel ve sözlü tacizler eşliğinde yapılan ardı arkası kesilmeyen saldırılarda, her seferinde özel güvenlik geri püskürtüldü. Pes eden ÖGB merdivenlerin yukarı tarafına doğru çekilirken, birden kampüs içinde içi çevik kuvvet dolu 3 İETT otobüsü belirdi ve Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin karşına park ettiler. Aşağıdan polis, yukarıdan güvenliğin arasında kalan 30-40 öğrenci, hakları olan barış şiiri tekrar yazana dek ayrılmayacaklarını belirttiler ve oturma eylemine geçtiler.
Bu sırada oradan geçmekte olan idareci ve eğitimci çalışanlar da öğrencilere destek verdi. Öğrencilerin inadı karşısında pes eden güvenlik amiri, gözdağı için gelen polis ekipleriyle geri dönmeleri için irtibata geçti.
Eylemin zaferle sonuçlanmasıyla Ankara’da başlayıp yarım kalan halay, merdiven önünde coşkuyla çekildi.
Ak Gençlik, Güney Doğan’ın ölümünden sonra yapılan yazılamaları silerek aynı duvara “Katil Selo” ve “Uzun Adam” yazmıştı: