İmamoğlu iddianamesi hazırlandı. İmamoğlu hakkındaki suçlamalar iddianameye göre çok garip: Birisi İmamoğlu’nun bir “sistem” kurduğunu ve bu sistemin hedefinin kişisel servet biriktirme ve siyasal ikbal sağlamak olduğunu iddia ediyor. Diğer ise siyasal ikbalin nihai sonucu olarak İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olup “sistemi”ni, dolayısıyla servetini genişleteceği suçlaması.
İddianamenin acayipleştiği iki yer var: Birisi bu amaca giden yolda kurulan örgütün CHP kongresinde müdahale ederek Özgür Özel’i CHP genel başkanı yaptığı. Yani CHP’de Özgür Özel’i seçen delegelerin silme İmamoğlu tarafından kiralandığı söylenmiş oluyor. Diğeri ise üstü örtülü bir şekilde İmamoğlu’nun kazandığı tüm seçimler “sistem”in bir sonucu olarak kodlanıyor.
Bu açıdan bütünüyle kof, hiçbir iddiasını kanıtlayacak delil sunamayan, “sistem”in nasıl seçim kazandığını, kasasının nasıl merkezileştiğini ortaya seremeyen, bu haliyle esas derdi Erdoğan’ın karşısında en çok zorlanacağı rakibini siyaset dışına etmeye odaklanan bir siyasal müdahaleyle karşı karşıyayız.
Hepimiz bu haksızlığa karşı ses çıkartmak zorundayız.
Savcılık her ne kadar CHP’nin kapatılması gibi bir talebimiz yok dese de ana muhalefet partisini, 31 Mart seçimlerinden en çok oyu alarak çıkan milyonların desteklediği bir partiyi, Yargıtay’a şu sözlerle şikayet etti: “Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığımızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmuştur…”
Ana muhalefet partisi en geç 2028’de yapılacak seçimlerden önce boğulmak, en azından paralize edilmek, bir suç örgütü merkezi gibi kodlanmak isteniyor.
Bu nedenle ana muhalefet dokunuluyor, bize bir şey olmaz diye düşünmeden tüm muhalefetin en temel demokratik hak için, seçme seçilme hakkını ortadan kaldırmaya yönelik bu müdahaleye karşı ses çıkartması bir zorunluluk.