Sosyalist İşçi gazetesi, Petrol-İş İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Altay Özgür ile TPI grevi üzerine bir röportaj yaptı. Paylaşıyoruz.
Toplu sözleşme ve grev süreci ne zaman başladı ve nasıl gelişti? İşverenden grevin başlamasının ardından bir görüşme talebi geldi mi?
Mart ayı itibarıyla toplu sözleşme görüşmelerimiz başladı, beş toplantının sonunda işveren en son 12 Mart’ta yüzde 30’luk bir teklifle geldi. Bunlar bizim kabul edebileceğimiz oranlar değil tabi ki. Enflasyonun altındaki bir ücret artışını herhangi bir şekilde kabul edemeyiz. TPI Composites’de yaklaşık 2300 kişi çalışıyor, firma Sasalı ve Menemen’deki iki fabrikadan oluşuyor. İşçi arkadaşlarımızla birlikte süreci buraya kadar birlikte getirdik. Petrol-İş sendikası İzmir şubesi olarak üyelerimizden gelen talep neyse, bunlara uyarak bu süreç buraya kadar geldi. Grev tarihimiz 13 Mayıs’tı, 13 Mayıs’tan bir gün önce işverenden bize genel merkez aracılığıyla bir toplantı talebi geldi. Biz bu talebi kabul etmedik, toplantıya oturmak istemedik. Zaten üyelerimiz de karşı çıktılar böyle bir talebe.
13 Mayıs’ta gece vardiyası itibarıyla grevimizi başlattık. Şu an 11. gündeyiz, herhangi bir talep gelmedi işverenden masaya oturmakla alakalı. Bekliyoruz. İçeride beyaz yakalılarla alakalı bir çalışmaları var, izin programları var. Biz de süreci takip ediyoruz. Aynı zamanda DYO boya fabrikasında da grev kararı aldık, iki gündür de orada direniyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte kapıdayız. Süreci takip ediyoruz, işverenden haber bekliyoruz. “Gelin masaya oturalım” dediklerinde tabi müzakere masasıdır oturacağız, tartışacağız konuşacağız ama bu tarihe kadar herhangi bir toplantı talebi olmadı.
Masaya oturduğunuzda sizin ücret talebiniz ne olacak? Ayrıca sosyal haklar ve yan haklarda nasıl talepler var?
Bizim talebimiz, taslak rakamımız yüzde 120. İşveren ana ücrete ve sosyal haklara yönelik taleplerimizi hiçbir şekilde karşılamadı. Hiçbir teklif gelmedi bize.
Bu fabrikada 1500 kişi çalıştığını söylediniz, bu 1500 çalışanın içerisinde ne kadar kadın ne kadarı erkek çalışan?
Kadın çalışan sayısı çok fazlaydı, şu an 45 bu fabrikada. Diğer fabrikada çok yoğun, toplamda 300 civarı kadın çalışanımız var. Onlarda da aynı şekilde yani, kadın çalışanlarımızın eşleri çalışıyor diye herhangi bir geri adım atmıyorlar. Onlar da burada sağ olsunlar bizi yalnız bırakmıyorlar, kapıdan ayrılmıyorlar, direnişe en çok onlar katkı veriyorlar. Çalışanlarımızda herhangi bir şekilde, istenen ücret artışı oranları ile ilgili geri adım atacak bir pozisyon yok.
Siz sonuç itibarıyla bir ağır sanayi firmasında grev yürütüyorsunuz. İş güvenliği ve sağlığı ile ilgili durumlardan biraz bahsedebilir misiniz, bununla ilgili talepleriniz var mı?
İş güvenliği ile alakalı, şu an çalıştığımız fabrika sahası inanılmaz bir toz, cam elyafı kumaşı, kimyasal ağırlıklı bir çalışma ortamı. Biz bunlardan zaman zaman etkileniyoruz. Ayda 2-3 arkadaşımız astım hastası olarak çıkabiliyor. Verdikleri KKD’ler (kişisel koruyucu donanım) var, koruyucu ekipmanlar var. Bunları kullanmamıza rağmen, içeride çok yoğun bir toz olduğu için, ister istemez etkilenen arkadaşlarımız oluyor. Kimyasal maddelerden, malzemelerden alerji olan arkadaşlarımız oluyor. Bunlarla alakalı işveren bunun takibini yapıyor ama bir yere kadar tabi.
Toplu sözleşme dönemlerinizin süresi nedir? Temmuz 2022’de de bir direnişiniz vardı sizin?
Bizim toplu sözleşme dönemlerimiz iki yıl. Temmuz 2022’deki bizim ara zam direnişimizdi. Hükümetin yapmış olduğu ara zammın üzerine, bizim yüzde 15’lik bir beklentimiz vardı. İşverenimiz yüzde 5 yapınca, işçinin burada -her iki fabrikada da- kendisinin başlattığı bir hareketti, bir direnişti. Tamamı 17 gün sürdü, 12 gün kesintisiz direnişimiz bilfiil devam etti. 17. günün sonunda işverenle yapılan pazarlıklar sonucunda tüm taleplerimizi aldık, kazanımla sonuçlandı.
O günden bugüne baktığınızda Temmuz 2022’de direnişin, bugünkü greve kattığı bazı deneyimlerden söz etmek mümkün mü? Sendikaya ve greve işçiler arasında olan ilgi anlamında da bir kazanımdan bahsedilebilir mi?
Tabi ki, 6 Temmuz 2022 direnişinin bize katmış olduğu çok şey var. İşçinin birlik beraberliği ve örgütlü mücadelesi, sınıf dayanışması açısından. İşçi birbirine daha çok kenetlendi. Burada işçi kendi gücünün kendi elinde olduğunun farkına vardı. İşverene karşı içeride bu dayanışmanın bize toplu sözleşme masasındaki duruşumuzla alakalı bugün bu grevi o şekilde başlattık.
Sendikalardan, kitle örgütlerinden ve siyasal partilerden greve olan ilgi nasıl?
Greve ilk günden itibaren çok yoğun bir ilgi var. Siyasi partilerden ve STK’lardan ziyarete gelenler oluyor. Her gün gün içerisinde 4-5 misafirimiz oluyor. Greve ilgiden çok memnunuz. Gelip bir selam vermeleri, konuşma yapmaları bile işçiye moral veriyor, diri tutuyor, moral motivasyonunu arttırıyor. Bu da bizim için bir artı tabi.
Hükümetin Orta Vadeli Program çerçevesindeki ücret politikalarını düşündüğümüzde, aslında işveren de hükümet de yüzde 40’ın üzerinde çok da bir zam yapma eğilimi içerisinde değil. Son zamanlarda Petrol-İş Sendikası da neredeyse her yerde grev kararı alıyor. Dolayısıyla bütün bu hükümetin Orta Vadeli Programı, sizin greviniz ve ortaya çıkan sonuçlarla ilgili düşünceleriniz neler?
Şimdi şöyle bir durum var, biz rakamlara inanmıyoruz TÜİK’in açıkladığı. Enflasyonist ortam bizi etkiliyor, sözleşme masasında bizi de etkiliyor. Petrol-İş’te 17 şube var, bu yıl 62 sözleşmemiz var, Petrol-İş sendikasının. Para konuşulan ilk toplantıda pek çok işveren yüzde 30’luk teklifle geldi. Bu işçi için vahim bir durum. Biten sözleşme sayısı 10 veya 12’dir. Kazanımla sonuçlanan sözleşmeler. Yüzde 85’le, yüzde 70’le, yüzde 50 ile biten de var. Tabi burada biz de çalışma ortamımıza göre, çalışma şartlarımıza göre hakkımız olanı istiyoruz. Yüzde 120’lik rakam aslında burada çalışan işçiler için çok afaki bir rakam değil. Yani işveren yüzde 30’luk teklifin üzerinde, enflasyon rakamıyla gelse bile, ben eminim ki burada çalışan hiçbir arkadaşımız bu rakamlardan memnun olmayacak. İşverenin bize yaklaşımından zaten bir kere memnun değiliz. DYO Boya’da da biz on oturum yaptık, son dört oturumda para konuşuldu. O sözleşme de bitecek, işçinin istediği şekilde bitecek. Biz de zaten İzmir şube olarak 11 sözleşme yaptık, hepsi işçinin onayıyla oldu. Aynı şekilde burada da kaç gün direnirsek direnelim önemli değil. Tüm işçiler burada kenetlendik, istediğimizi alana kadar kapıdayız.