(Seçtiklerimiz) Gazze’de 1 Mayıs

Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve dünyanın dört bir yanında işçiler, her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Kimisi kutlama yapacak, kimisi protesto düzenleyecek. Bazıları pikniğe, bazıları greve gidecek.

Çalışma süresinin kısaltılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talep edilecek. Özgürlük ve eşitlik gibi evrensel taleplerin yanına güncel ve yerel politik gündemler eklenecek.

Elbette, dünyanın dört bir yanındaki işçiler, ezilen halklara desteklerini sunacak. Emperyalizm ve kapitalizm bir kez daha lanetlenecek.

Her yıl olduğu gibi Tel Aviv (Yafa) dâhil pek çok kentte kırmızı, yeşil ve siyah bayraklar dalgalanacak; Filistin halkıyla dayanışma sloganları atılacak.

Gazze’den bir ses

Filistin Sendikalar Federasyonu (PGFTU), 1 Mayıs için yaptığı çağrıda özellikle ABD’deki sendikalara seslendi:

Filistin’deki soykırım saldırısı, ABD hükümetinin ve ülkedeki iki büyük partinin desteği olmadan bu kadar ileri gidemezdiİsrail bu cüreti Batı dünyasının sağladığı askeri, ekonomik ve diplomatik destekten alıyor. ABD’deki işçilerin ödediği vergiler silahlanmaya akıyor. Pek çok fabrika, şirket ve liman –sendikalı olanlar dâhil– İsrail ile ticaret yapıyor. İşgal ordusuna teknoloji, silah ve lojistik desteği sağlıyor.”

Filistinli işçiler, dünya işçilerine sesleniyor: “Sözlerle yetinmeyin…

1 Mayıs’ta grevler, boykotlar ve sivil itaatsizlik eylemleriyle İsrail’le askeri ve ticari ilişkileri engelleyin.

Filistin sendikalarının bu çağrısı, ailesini kaybetmiş yoksul emekçilerin ve kamplara sığınan işsizlerin sesi. Bu ses yerle bir olmuş mahallelerden ve yıkılmış işyerlerinden geliyor.

Filistinli işçiler dünya sendikalarını, 1 Mayıs’ta Filistin bayraklarıyla ve kefiyelerle yürümeye çağırıyor. İşyerlerinde anma törenleri düzenlemeye davet ediyor.

Filistin’de yaşanan trajedi, yalın bir insanlık meselesi değil; özellikle bir işçi meselesidir. Çünkü bu savaşta hedef alınan yoksul emekçilerdir. Çünkü işgal emekçilerin sırtında bir kenedir.

Soykırıma liman yok

Bu savaşı durdurmanın yolu işyerlerinden geçiyor.

Liman işçileri bunu öğretiyor. ABD’de ve Akdeniz kıyısındaki birçok limanda sendikalar ve yerel halk, grevler ve eylemler düzenledi. İsrail’e askeri malzeme taşıyan gemiler yüklenmedi, bakımı yapılmadı, limanlara demir atamadı.

Nasıl İsrail, ABD’den cesaret alıyorsa, Trump da iç siyasetteki baskılarını meşrulaştırmak için Filistin’deki dehşetten güç alıyor. Göçmenlere, siyahlara, farklı kimliklere saldırırken; kamu hizmetlerini, eğitimi, sağlık sistemini yağmalarken itiraz edenlere Filistin’i örnek gösteriyor. Korku salıyor. Filistin’e destek verenleri tutukluyor, işten atıyor, sınır dışı ediyor, kara listeye alıyor.

Sıra bütün diğer göçmenlere, komşu ülkelere ve dünyanın uzak köşelerindeki ezilen halklara da gelecek.

Gazze’ye ses ver

Filistin sendikalarının 1 Mayıs çağrısı, Arap edebiyatının büyük kalemlerinden Gassan Kanafani’nin mirasını yansıtıyor. Kanafani, Filistin’in kurtuluş mücadelesini yalnızca bir ulusal bağımsızlık savaşı olarak değil, aynı zamanda bir sınıf savaşı ve uluslararası dayanışma hareketi olarak tanımlar.

El-Hedef dergisindeki yazılarında sıkça şu ilkeyi vurgular: “Filistin’in özgürlüğü, ezilen dünya halklarının özgürlüğüyle birlikte kazanılacaktır.”

Kanafani, Ümmü Saad ve Güneşteki Adamlar gibi romanlarında, işçilerin ve yoksulların hikâyelerini anlatır. Parolası nettir: Sessizlik değil, direniş. 1 Mayıs’ta simgeleşen sınıf mücadelesinin, Filistin’in özgürlük hareketinin vazgeçilmez bir parçası olduğuna inanmıştır.

Filistin edebiyatı, işçilerin mücadelesini yücelten şiirler ve romanlarla doludur. Sahar Khalifeh’in romanı “As-Sabbar” (Sabır Ağacı) işgal altındaki Nablus’ta işçilerin yaşadığı ikilemleri anlatır. Romanın kahramanı Usame, işgal ekonomisine zarar vermek amacıyla sabotajlar ve grevler planlarken; kuzeni Adil, ailesini geçindirebilmek için bir İsrail fabrikasında çalışmak zorundadır.

Reşid Hüseyn’in “Qissat Awwal Ayyar” (Bir Mayıs’ın Öyküsü) ve Halil Tuma’nın “Ummāl Awwal Ayyar” (1 Mayıs İşçileri) şiirleri doğrudan 1886 1 Mayıs’ını konu alır. Şairler, Haymarket şehitleriyle Filistinli direnişçiler arasında güçlü bağlar kurar.

Kanafani’nin dediği gibi: “Emperyalizm bedenini dünya üzerine sermiştir; başı Doğu Asya’da, kalbi Ortadoğu’dadır, atardamarları Afrika ve Latin Amerika’ya uzanır. Nereye vurursanız vurun, ona zarar verirsiniz.”

Haymarket’ten Taksim’e işçilerin özgürlük ve eşitlik mücadelesinde hayatlarını kaybedenleri anmak için 1 Mayıs’ta Gazze’ye bir ses verin.

Kıvanç Eliaçık

(İLKETV)

son yazıları

Aşırı sağ neden transfobiden faydalanıyor?
(Seçtiklerimiz) “Medyanın yüzde 70’inin genel yayın yönetmeni olarak devlet ve iktidar” bahsi
Yeni süreç temkinli ilerliyor

ilginizi çekebilir

01JS71NM19M60TXQ6TB64N8TT4
Aşırı sağ neden transfobiden faydalanıyor?
1-11
(Seçtiklerimiz) “Medyanın yüzde 70’inin genel yayın yönetmeni olarak devlet ve iktidar” bahsi
rojava-kurt-birligi-ve-ortak-tutum-konferansi
Yeni süreç temkinli ilerliyor