Search
Close this search box.

23 Mart 1876: Turancı emperyalizminin ideologlarından Ziya Gökalp doğdu

Turancı yayılmacılığın ideologlarından Ziya Gökalp, genç yaşlarından itibaren milliyetçi fikirlerin etkisinde kaldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen üyelerinden olarak, Turancılık ideolojisinin resmi devlet görüşü hâline gelmesini sağladı. Türk Yurdu, Türk Ocağı gibi milliyetçi/ırkçı derneklerde faaliyet gösterdi, Genç Kalemler dergisini yayınladı. 1919’da soykırım suçlusu olarak yargılandı.

Aslen Diyarbakırlı olan Ziya Gökalp, ilk öğrenim yıllarını bu şehirde geçirdi. Çeşitli kanallardan milliyetçi fikirlerden etkilendi. İstanbul’a gitmek istemesine rağmen parasızlıktan bunu başaramadı; intihar girişiminde bulunduysa da yine bir İttihatçı olan Abdullah Cevdet Bey tarafından ameliyat edilerek kurtarıldı.

1896’da İstanbul’a giderek ücretsiz bir okul olan Baytar Mektebi’ne kaydını yaptırdı. Burada İttihat ve Terakki önderlerinden İbrahim Temo ve İshak Sükûti ile tanıştı ve cemiyete üye oldu. “Yasak yayınları okumak ve muhalif derneklere üye olmak” nedeniyle 1898’de tutuklandı. Bir yıl cezaevinde kaldı. Serbest kaldıktan sonra Diyarbakır’a geri döndü. Burada İttihat ve Terakki adına çeşitli faaliyetler yürüttü.

1909 yılında Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Kongresi’ne Diyarbakır delegesi olarak katıldı ve örgütün Selanik’teki merkez yönetim kuruluna üye seçildi. Burada Turancılık ideolojisini yaygınlaştırmaya başladı.

Turancılık, esasen Alman genelkurmayı tarafından baş düşman Rusya’ya karşı Osmanlı İmparatorluğu’ndan başlayarak Çin Seddi’ne kadar uzanacak yeni bir cephenin yaratılması için ortaya atılmış bir düşünceydi. Alman ve Avrupalı bilim adamlarının Orta Asya’da yaptıkları çalışmalar, derlenen efsane ve söylenceler, dillerle ilgili araştırmalar temelinde aynı dili konuşan, aynı geçmişe sahip, aynı ülküyü paylaşan hayali bir Turan ırkı yaratılmış, bu düşünce Macaristan üzerinden Cenevre, Lozan ve Paris’te sürgünde bulunan Jön Türklere (Yeni Osmanlılar) ulaşmıştı.

Bu milliyetçi fikirler temelinde kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, özellikle 1909’dan sonra Alman emperyalizmiyle kol kola Turan hayalleri peşinde koşmaya başladı. Ziya Gökalp “vatan ne Türkiye Türklere ne Türkistan / vatan büyük ve müebbed bir ülkedir: Turan” diyerek sınırları bile tam belli olmayan, dolayısıyla her tarafa yönelebilecek saldırganlıkta emperyalist bir düşünceyi dile getiriyordu.

Turancılara göre “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne” kadar çok geniş bir coğrafya üzerinde hepsi aynı Türk soyundan gelen milyonlarca insan yaşıyordu. Bu insanları aynı dil, aynı bayrak, aynı devlet altında birleştirmek için İttihatçılar milyonlarca insanı hiç duraksamadan ateşin ortasına attılar. Sayısız insan evinden çok uzaktaki cephelerde hayatını kaybetti. Daha savaşın hemen başında yaşanan Sarıkamış felaketinde 90.000 insan öldü.

İttihatçılar Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan Hıristiyan halkları bu “ülküyü” gerçekleştirmekte bir engel olarak görüyorlardı. Bundan ötürü savaşı fırsat bilerek bu engeli ortadan kaldırmak için büyük bir katliama giriştiler. Yaklaşık bir buçuk milyon Ermeni, İttihatçıların yaptığı soykırımda can verdi. Binlerce yıldır Anadolu’da yaşayan kadim halklar sürgünlerde ve pogromlarda katledildiler. Büyük göçler yaşandı. Balkanlar’da ve Kafkaslar’da yerinden edilen yüz binlerce insan Anadolu’da sefalete terk edildi.

Birinci Dünya Savaşı boyunca İttihat ve Terakki’nin Ergani mebusu olarak meclise giren Ziya Gökalp, Ermeni soykırımında önemli rol oynadı. 1919’da savaşın ardından toplanan soykırım mahkemesinde mahkûm oldu, Malta’ya sürgüne gönderildi.

Ziya Gökalp geri döndüğünde İttihatçıların Turancı kanadı gözden düşmüş, yerlerini daha mütevazı planlara sahip olanlar almıştı. O da yeni duruma ayak uydurmakta gecikmedi, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında Turancılığı daha soyut bir proje olarak tanıtarak Mustafa Kemal’in gözüne girdi ve yeni cumhuriyetin mebusu oldu. 1924 yılında ise kısa süren bir hastalığın ardından öldü.

Ziya Gökalp günümüzde de fikirleriyle faşizmi, ırkçılığı, milliyetçiliği beslemeye devam ediyor.

ilginizi çekebilir

istanbul-da-boykot-yuruyus-miting-gunu
Öğrenci ve kitle hareketi içerisindeki faşizmin önlenebilir yükselişi
senol pers 2 thumb
Demokrasi Gaspına Karşı Kitlesel Muhalefet | Perspektifler #2
JDJadjlj
Devlet, asker, polis: Bunlar kimin için var?