Elvis müzikte ayrımcılığın ortadan kalkmaya başladığı yıllarda ortaya çıkar. Beyaz müzisyenler siyah müziğini çalıyorlardı, Chuck Berry ve Little Richard gibi siyah müzisyenler ise beyaz dinleyicilere müzik yapıyorlardı.
Elvis’in siyah ve beyaz müziğini iç içe geçirmesi bu gelişimde önemli bir rol oynadı.
Sık sık Elvis’in siyah müziğini çaldığı söylenir. Bunda gerçeklik payı vardır. İlk çok satan şarkısı “That’s All Right” aslında Arthur Crudup’a aittir ve bu müzisyen hiçbir zaman telif hakkı alamadan yoksulluk içinde öldü.
1953’te “Hound Dog” Big Mama Thornton tarafından siyahlara hitap eden radyolarda söyleniyordu. Elvis bu şarkıyı aldı ve 1956’da beklenmeyen bir popülerliğe ulaştırdı.
Ancak tepki ile de karşılaştı. Bazı yerlerden burada “zenci müziği” çalamazsın diye kovuldu. Elvis İngiltere’de ise 2. Dünya Savaşı öncesinin yenilgi dönemini bilmeyen yeni bir genç kuşağa hitap ediyordu. “Trouble”da “Hiç kimseden emir almam” diyordu. Anti otoriterliğe hitap ediyordu. Rock müziği ve Elvis gençliğin yeni idolleri haline gelirken aynı zamanda gençliği suça, itaatsizliğe teşvik etmekle suçlanıyordu.
Elvis egemen ideolojiye bir baş kaldırıştı. Irkçılığa, cinsiyetçiliğe, muhafazakârlığa ve otoriteye bir isyandı. Ama aynı zamanda ortada muazzam paralar dönüyordu. Elvis çok büyük kârların kaynağıydı. 21 Nisan 1956’da “Heartbreak Hotel” isimli parçası listelerde 1 numaraya yükselmiş, ardından neredeyse tüm parçaları haftalar boyunca liste başı olmaya devam etmişti.
2. Dünya savaşı sonrasının ekonomik gelişmesi sırasında ABD’de 13 milyon gencin elinde 7 milyar dolar para vardı. Bu 7 milyar giysilere, müziğe ve eğlenceye yatıyordu. Elvis müziği ile olduğu kadar giysileri, yaşam tarzı ile de gençleri etkiliyor ve ellerindeki 7 milyarı kanalize ediyordu. Ama aynı zamanda Elvis gibi giyinen gençler okulda ve fabrikada disipline baş kaldırıyorlardı.
O sıralarda ortaya çıkan yeni sol folklora ve caza bakıyor, Elvis’i görmüyordu. Komünist tarihçi Eric Hobsbawm rock müziğini 10-15 yaşlarına hitap eden bir tür olarak görüyordu.
Elvis’in karakteri kapitalizmin bir çelişkisini yansıtır. Kapitalizm yaşayabilmek için kâr elde etmek zorundadır. Ancak işçilerden kâr elde edebilmek için işçilerin toplum içindeki yerlerini bilmelerini sağlayan bir ideolojiye ihtiyacı vardır.
İşte bu nedenle Elvis olayında, para kazandı. Plak yapımcıları Elvis’e karşı çıkan ideolojiyi geriletti. Elvis giderek gençliğin idolü olarak ileri sürülmeye başlandı. Elvis’in ilk filmleri şarkılarını tanıtmayı amaçlar. 1960’da farklı bir film yapar. Flaming Star’da beyaz ve Amerikan yerlisi karışımı bir melezi oynar. İki toplumun çelişkileri arasında sıkışmıştır. Bu film ırkçılığa karşıdır. Irkçı Güney Afrika’da yasaklanır. Elvis’in en iyi oynadığı filmdir. Ama bu film para yapmaz. Ardından bir dizi kötü filmde oynar.
Müziğinin içeriği de giderek banalleşir. Menajeri “Albay” Parker Elvis’in müziğini ve mali işlerini bütünüyle kontrol eder.
İlk müziği siyah müziğine dayanan EIvis giderek değişir.
Artık zengindir ama elinde hiçbir güç yoktur. O denli zengindir ki sandviç almak için uçağı ile 1000 kilometre yolculuk yapabilir. Hâlâ büyük kalabalıkları bir araya getirir ama artık yeni bir müzisyen nesli yeni bir müzik yapmaya başlamıştır ve EIvis bu müziği takip edemez. Bu yeni nesil kendi müziklerini kendileri yazarlar.
Giderek pornografiye boğulur, mistisizme girer ve yoğun uyuşturucu kullanmaya başlar. Doktoru ne isterse ona sağlar. Yaşamının kısa bir anında karşı çıkar gibi olduğu sistem tarafından 42 yaşında öldürülür.
Ölüsünü ilk görenlerden birisi büyük siyah şarkıcı James Brown’dır ve “Elvis bunu kendine nasıl yaptın” der.
Kapitalizm Elvis’i onu bir meta olarak ortaya çıkarır ve korur ama bir müzisyen olarak öldürür. Marks’ın dediği gibi “kapitalist üretim sanata ve şiire düşmandır. “
Müzik dünyayı değiştiremez ama dünyayı değiştirecek olanlara ilham verebilir. Elvis sosyalist değildi, o sadece ne olduğunu hiçbir zaman anlamadığı bir sisteme isyan etmişti. Bu isyan geçen yüzyılın en iyi müzik ürünlerinden bazılarının ortaya çıkmasına yol açtı.
Yusuf Bulut
(Bu yazı ilk olarak Sosyalist İşçi gazetesinin eki Antikapitalist dergisinin Eylül 2007 tarihli nüshasında yayımlanmıştır.)