2024: Mücadelenin yılı

Geçen Türkiye işçi sınıfı için sadece rakamların değil, dayanışmanın, mücadelenin ve öfkenin yılı oldu. Emek Çalışmaları Topluluğu’nun verilerine göre yıl boyunca 1.000 ayrı işçi eylemi yaşandı, 333 bini aşkın emekçi sokağa çıktı.

Bu, son on yılın zirvesi. Ama bu sadece bir istatistik değil; geçinemeyen, emeğinin karşılığını anlamayanların mücadelesinin hikayesi.

Herkesin bildiği gibi, ülke ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Enflasyon, pahalılık, adaletsiz vergi sistemi, düşük ücretler… Her gün biraz daha derinleşen bu tablo, işçiyi, emekliyi aynı noktaya getirdi: Tüm emekçiler “Yeter artık!” diyor.

“Geçinemiyoruz” eylemleri

2024’te en çok duyulan sloganlardan biri “Geçinemiyoruz”du. Ankara Tandoğan Meydanı’nda TÜRK-İŞ’in çağrısıyla bir araya gelen 100 bin kişi, bu sözü sadece bir şikâyet değil, mücadelenin sloganı haline getirdi. Bu eylem, uzun süredir sessiz kalan işçi sınıfının kitlesel olarak sokağa dönüşünün mitingiydi aynı zamanda.

Yıl boyunca 588 işyeri temelli eylem oldu. Bu eylemlerin çoğu toplu sözleşme süreçlerinde, haksız işten çıkarmalarda ya da gasp edilen ücretler nedeniyle gerçekleşti.

En hareketli sektörlerden biri yine metaldi. MESS grup sözleşmesi döneminde Birleşik Metal-İş üyeleri üretimi durdurarak “bıçak kemiğe dayandı” dedi. Bu direnişin sonunda işçiler yüzde 8’lik zam kazandı. Bu, sadece maaş değil, bir onur zaferiydi.

Birleşik Metal-İş’in bir temsilcisi şöyle diyordu: “Artık çocuklarımıza harçlık veremez hale geldik. Ya susacaktık ya da ayağa kalkacaktık.” Onlar ayağa kalktı.

İnşaat, dokuma, genel işler, kamu emekçileri… Her alanda aynı hikâye tekrarlandı. İşçiler sadece patronlara değil, çoğu zaman kendi sendika bürokrasilerine de karşı çıktı. Eylemlerin neredeyse beşte biri, kendiliğinden hiç bir kurumun liderliği olmadan, doğrudan işçilerin kendi inisiyatifiyle gerçekleşti. Bu, işçi sınıfının kendi gücünü yeniden hatırladığının en açık göstergesi.

Eylemlerde çeşitlilik

2024’ün farkı, eylemlerin sadece işyeriyle sınırlı kalmamasıydı. “Vergide adalet”, “Asgari ücret yetmiyor”, “Emekliye insanca yaşam hakkı” talepleriyle yüzbinler sokağa çıktı.

Bu artık bireysel değil, ortak bir bilince dönüşen sınıfsal bir öfke. “Sorun sadece maaş değil, bu sistem” diyen bir anlayış yükselmeye başladı. DİSK, KESK, TÜRK-İŞ, hepsi farklı düzeylerde bu dalganın içine girdi.

Cesaretin, dayanışmanın yılı

Polonez Et fabrikasında çoğu kadın olan 146 işçi sendikalaştıkları için işten atıldı ama beş ay boyunca fabrika önünü terk etmedi. Sonunda tazminatlarını kazandılar, işe dönememiş olsalar da bu direniş Türkiye’nin dört bir yanında yankı buldu.

Konya’da Eti Alüminyum işçileri kendi sendikalarına rağmen üretimi durdurdu ve ek zam aldı. Ancak bunun bedeli ağır oldu: 30 öncü işçi işten çıkarıldı.

Bağımsız Maden-İş öncülüğündeki Fernas Madencilik işçileri ise Soma’dan Ankara’ya yürüdü, Meclis önünde günlerce direndi. 52 gün süren bu yürüyüş, madenci mücadelesinin sembolü haline geldi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın 52 gün süren “Eğitim Nöbeti” eylemi, öğretmenlerin sesi oldu.

2024’ün sonunda elimizde rakamlar kadar kazanma azmiyle dolu toparlanmaya çalışan mücadele deneyimleriyle karşımıza çıkan işçi sınıfı tablosu var. İşyerlerinde, 2.052 işçi sadece hak aradığı için işten atıldı. Bu işçilerin yarısından fazlası sendikalaşma mücadelesi nedeniyle işten atıldılar. Ama bütün bu baskılara rağmen, işçi sınıfı geri çekilmedi. Aksine, daha örgütlü, daha dayanışmacı bir çizgiye yöneldi.

Bağımsız sendikalar – Birtek-Sen, Bağımsız Maden-İş, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası – örgütsüz alanlarda örgütlendi ve mücadele etti.

Emek Çalışma Topluluğunun hazırladığı rapor bize 2024’ün mücadelenin dayanışmanın, adalet arayışının ve birlikte hareket etmenin yılı olduğunu gösterdi.


Aile hekimlerinin haklı mücadelesi

Aile hekimleri grevleri, 2024 yılının öne çıkan işçi sınıfı eylemleri ve direnişleri açısından, özellikle genel eylemlerdeki tarihi artış açısından kritik bir öneme sahipti.

Türkiye’de yaklaşık 25 bin aile hekimi ve bir o kadar da hemşire ve ebe çalıştıran Aile Sağlığı Merkezleri’nde kendilerine has bir istihdam biçiminde çalışıyorlar. Ekonomik kriz aile hekimlerini de vurdu. Yüksek vergi dilimlerini protesto eylemleri aynı zamanda kadın çalışanların eylemlerdeki sayıca artışında da etkili oldu.

Eylemler aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Yönetmeliği’ne karşı grevler halinde de örgütlendi. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Kasım 2024 itibarıyla yürürlüğe giren yeni Aile Hekimleri Sözleşme ve Yönetmeliği’nin geri çekilmesi talebiyle örgütlenene eylemlerde yönetmelik eylemciler tarafından “eziyet yönetmeliği” olarak adlandırıldı. Çünkü yönetmelik çalışanlar üzerinde performans baskısını artırmayı planlıyordu.

Aile hekimleri, önce kasım ayında üç gün, aralık ayında beş gün süren grevler örgütlediler. Grevler, yönetmeliğin aile hekimlerinin temel talepleri doğrultusunda değiştirilmesini sağladı.

Recep Aykın

son yazıları

“Sosyalizm yukarıdan kararnamelerle kurulamaz”
Gazze ateşkesi: İsrail’in yok sayacağı yeni bir anlaşma daha
Yapay zeka patlaması mı yoksa iflası mı?

ilginizi çekebilir

7ace98b9919cf852411c3f373ea5b931
“Sosyalizm yukarıdan kararnamelerle kurulamaz”
Gaza-voices-three-gty-bh-251015_1760543791176_hpEmbed_3x2
Gazze ateşkesi: İsrail’in yok sayacağı yeni bir anlaşma daha
google-ai
Yapay zeka patlaması mı yoksa iflası mı?