Yaşamı boyunca 400’ün üzerinde teleskop imal ettiği bilinen Herschel, 1781 yılında keşfettiği gezegene İngiliz Kralı III. George’un adını verdi. Bu hem ülkenin, hem de kraliyet ailesinin kendisine duyduğu sempatiyi artırsa da George ismi İngiltere dışında pek benimsenmedi ve gezegen, kendisine Uranüs ismi verilmesi kabul edilinceye kadar Herschel olarak anıldı.
Uranüs, güneş sisteminin yedinci gezegenidir. Çap açısından Jüpiter ve Satürn’den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün’ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Yunan mitolojisindeki gökyüzü tanrısı Uranos’tan alır. Buz devleri sınıfına girmektedir.
Uranüs, Güneş çevresinde bir devrini 84 yılda tamamlar. Hafifçe eliptik olan yörüngesi boyunca, Güneş’e uzaklığı 18-20 Astronomi birimi (Yaklaşık olarak 2.842.400.000 km’dir.) (ortalama 211-421) arasında değişir.
Uranüs’ün kütlesi dünyanınkinin 15 katı, hacmi ise 100 katıdır. Uranüs’ün çevresinde ince, keskin hatlı ve koyu renkli 10 halkanın bulunduğu tespit edilmiştir. Halkaların tümü, yaklaşık 1 m çapında koyu renkli kaya benzeri parçalardan oluşmaktadır. Bunların yapısı henüz belirlenememiştir. Uranüs, kutbu güneşe bakacak şekilde tekerlek gibi döner. Böylece etrafındaki halkalar da dik olarak onunla birlikte döner.
Uranüs’te,Yer’in ve Satürn’ün çevresindekilerle karşılaştırılabilecek ölçüde manyetik alan vardır. Manyetik alanın ekseni, gezegenin dönme eksenine göre 55o eğiktir ve bu diğer gezegenlere oranla oldukça yüksek bir değerdir. Bu eğiklik manyetik alanın, güneş rüzgârı karşında tirbuşon benzeri uzun bir kuyruk yapmasına neden olur. Gezegenin dönme periyodu yaklaşık olarak 17.5 saattir ve dönme ekseni olağan dışıdır.
Uranüs’ün eriyik halde bulunan ağır bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin çevresinde ise su, metan ve amonyaktan oluşan birkaç bin oC sıcaklığında ve binlerce km kalınlığında bir manto yer alır. Bu aşırı sıcak mantonun, üzerindeki atmosferin ağırlığından kaynaklanan devasa basıncın etkisiyle kaynayamadığı ve buranın elektriksel olarak iletken olduğu, gezegenin manyetik alanını sınırladığı düşünülmektedir.
Herschel, 1787 yılında Uranüs’ün iki uydusunu, Titania ve Oberon’u keşfetti. 1789 yılında ise bu sefer Satürn’ün uyduları olan ve o zamana kadar kimsenin gözlemlemediği Enceladus ve Mimas’ı izlemekteydi.
Bir gezegen ve dört uydunun yanında kızılötesi ışınımı da keşfeden Herschel, çift yıldızların o zaman inanıldığı gibi optik bir yanılgı olmadığını da ortaya koydu. Samanyolu galaksisinin disk şeklinde olduğunu ve güneş sisteminin evrende hareket ettiğini ilk açıklayan da yine Herschel’dir. Asteroid terimini astronomi bilimine kazandıran isim olarak da bilinmektedir.