28 Aralık 1933: Irkçı Nihal Atsız, Trakya Olayları'nın zeminini hazırlıyor

28.12.2015 - 06:46
Haberi paylaş

1930'lu yılların ilk yarısında Hitler ve Musollini ile yakınlaşan Kemalistler, ırkçılığın dozunu iyice artırarak Yahudilere karşı şiddeti eylemler düzenlediler. 1934 yılında Trakya Yahudilerine "5. Kol" muamelesi yapıldı. Edirne Erkek Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yapan Nihal Atsız, çıkardığı ırkçı Orhun Dergisi'yle 1934 Trakya Olayları'nın zeminini hazırlıyordu.

1934 Trakya Olayları, başta Çanakkale, Edirne, Kırklareli olmak üzere çeşitli il ve ilçelerde yaşayan Yahudilerin, yaşadıkları yerlerden kovulması hadiseleriydi. Bu olayların zeminini hazırlayanlar, Edirne Erkek Lisesi'nde 11 Eylül - 28 Aralık 1933 tarihleri edebiyat öğretmenliği yapan Nihal Atsız ile Trakya Umum Müfettişi İbrahim Tali Öngören'di.

Edirne'de öğretmenliğe başlayan Atsız, Türkiye'de estirilen antisemit havanın etkisiyle kısa sürede etrafına çok sayıda insan topladı. Çıkardığı Orhun isimli faşist dergi, her sayısında Yahudi düşmanlığını körükleyen antisemitist yazılar yayınlıyordu. Orhun, Edirne'de İstanbul'dan daha çok satılıyordu. Edirne'deki yağma olaylarının liderlerinden Körmutlu İbrahim Ağa adlı şahıs, Atsız'ın en büyük hayranlarından biriydi.

Nihal Atsız, 1933 sonlarında Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ile birlikte Çanakkale'ye bir gezi yapmıştı. Bu geziden edindiği izlenimleri, MTTB'nin yayın organı Birlik'te anlatıyordu: "Şehirde ne kadar çok Yahudi, ne kadar çok Çingene, ne kadar da Rum bozuntusu var!.. "

Nihal Atsız'ın faaliyetlerinin dikkat çekecek kadar artması üzerine öğretmenlik görevinden alındı. Atsız, "Türk bünyesini mikroptan temizleyecek en güzel tedavi usulü: Katliam!"dır diyordu. Kuşkusuz Atsız bunları boş yere söylemiyordu.

Bir süre sonra Trakya'ya İbrahim Tali Öngören isminde bir "umumi müfettiş" atandı. Öngören Trakya Umûmî Müfettişi olarak atanmadan kısa bir süre önce, Trakya'da dört haftalık bir inceleme gezisi yapmış, parti ve hükümet makamlarına yazdığı 90 sayfalık raporda, izlenimlerini ve çıkarsamalarını ifade etmişti. Raporunda bölgenin nüfus yapısından ekonomik durumuna, münferit tarım kültürlerinden (Bulgaristan'ın sebep olduğu) askeri tehdide, (Müslüman) nüfusun milis ve köy korucusu olarak silahlandırılmalarına kadar pek çok konuyu ele almış olmasına rağmen, görünüşe göre Öngören başlı başına bir bölüm ayırdığı "Yahudi meselesi"ne çok özel bir önem veriyordu.

Tali'ye göre Yahudiler bölge ekonomisine hakimdiler ve Türkleri sömürüyorlardı. Ayrıca komünizm propagandası yapıyor, Bulgaristan veya başka dış güçler için casusluk yapıyorlardı. Tali'nin raporunda şunları yazıyordu: "Trakya (Yahudi)si göze batacak kadar ahlâkî fesat ve karaktersizlik içindedir. Muzurdur. Son asırda diğer muhtelif kanlarla mütemadî ihtilât neticesinde zahirî bir ıstıfaya uğrayarak Yahudiliğin bünyevî esas karakterini tamamen denecek derecede kaybetmesine rağmen (Yahudi)liğin yılışık hilekâr, zamirini gizler, kuvveti daima alkışlar, altına tapar, Yurt sevgisini koğar karakterini olduğu gibi muhafaza etmiş ve hatta bu sahada beşeriyete ıstırap verecek kadar zararlı bir şekilde yeni inkişaflara da mazhar olmuştur. (...)
Yahudi terbiyesinde şeref ve haysiyetin yeri yoktur. Trakya (Yahudi)si harplerin Türk unsuru üzerinde yaptığı tahripkâr tesirleri üzerinde yükselmiş, zenginleşmiş ve kuvvet bulmuştur...
"

Bir Nazi'nin kaleminden çıkanlardan hiçbir farkı olmayan bu sözler sonucunda Trakya'da gelişen olayları tahmin etmek hiç de zor değil. 1934 yazında Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ Yahudilerine yönelik şiddet eylemleri başladı.Yahudilerin dükkanlarının önünde nöbet tutan ırkçılar, Yahudi esnaftan alışveriş edilmesine izin vermiyordu. Sokaklarda sözlü sataşmalar giderek artıyordu. Sonunda fiili saldırılar başladı ve Yahudiler can havliyle buldukları araçlara atlayarak İstanbul'a kaçtılar.

Yahudilere karşı başlatılan antisemit eylemler bunlarla sınırlı kalmadı; Atatürk döneminden sonra İnönü döneminde de Varlık Vergisi gibi akıl almaz uygulamalarla Yahudiler üzerinde terör estirilmeye devam edildi.

Bültene kayıt ol